Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: gakko
11-28-2012, Saat:10:30 PM
Yorum Yok
KISSADAN HİSSE

[Resim: 691ed.jpg] Bir profesör konferans vermek üzere salona girmiş. Ama bakmış ki salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen profesör sonunda seyise sormuş:
-Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?


Seyis cevap vermiş:
-Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.

Bu sözlere hak veren Profesörkonferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra da kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:

-Konuşmamı nasıl buldun?

Seyis cevap vermiş:

-Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelir, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim; ama elimdeki tüm yemi ona verip de hayvanı çatlatmazdım.

Not: bide biz öğrencilerin halini düşünün, 1 sefer değil her sefer oluyor SmileKISSADAN HİSSE

Bir profesör konferans vermek üzere salona girmiş. Ama bakmış ki salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen profesör sonunda seyise sormuş:
-Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?


Seyis cevap vermiş:
-Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.

Bu sözlere hak veren Profesörkonferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra da kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:

-Konuşmamı nasıl buldun?

Seyis cevap vermiş:

-Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelir, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim; ama elimdeki tüm yemi ona verip de hayvanı çatlatmazdım.

Not: bide biz öğrencilerin halini düşünün, 1 sefer değil her sefer oluyor Smile
Yazar: delidumrul
11-28-2012, Saat:01:27 PM
Yorum Yok
[Resim: qSlyE.jpg] Facebook CEO'su ve kurucusu Mark Zuckererg'e pazartesi günü gönderilen bir mektupta ağın kullanıcıların kişisel mahremiyet taleplerine cevap vermesi istendi. Avrupa Birliği (AB) regülasyon otoritesi de hemen hemen aynı saatlerde yaptığı açıklamada Facebook'un vatandaşlarına kişisel bilgileri hakkında daha fazla söz hakkı vermesini beklediklerini ifade ediyordu. Facebook, 22 Kasım tarihinde bir adım daha atarak gizlilik politikalarında yapacağı değişiklikler için oy verme sürecini kaldırmayı hedeflediğini açıklamıştı


Facebook, "büyük başın derdi büyük olur" atasözünde dile getirilen durumu yaşıyor. Sosyal ağ devi, tüketici haklarını savunan kuruluşlar tarafından mahremiyet konusundaki politikaları nedeniyle bir kez daha ateş hattında. Zira ağın, harhangi bir onay almadan üyelerinin kişisel bilgilerini üçüncü partilerle paylaşmak için düzenleme yaptığı iddia ediliyor.

Facebook CEO'su ve kurucusu Mark Zuckererg'e pazartesi günü gönderilen bir mektupta ağın kullanıcıların kişisel mahremiyet taleplerine cevap vermesi istendi. Avrupa Birliği (AB) regülasyon otoritesi de hemen hemen aynı saatlerde yaptığı açıklamada Facebook'un vatandaşlarına kişisel bilgileri hakkında daha fazla söz hakkı vermesini beklediklerini ifade ediyordu.

Facebook, 22 Kasım tarihinde bir adım daha atarak gizlilik politikalarında yapacağı değişiklikler için oy verme sürecini kaldırmayı hedeflediğini açıklamıştı. (1) Gizlilik politikaları konusunda eleştirilmekten bıkan Facebook, 3 yıl önce gizlilik konusunda yapacağı tüm majör değişiklikleri oylamaya tabi tutma kararını almıştı. Zira, Facebook'un kullanıcılardan gelen yorumları değerlendirmeye alması için aktif kullanıcıların %30'undan fazlasının bu oylamalara katılması gerekiyordu. Ağ, buna ek olarak kullanıcıların kendilerine kimin mesaj gönderebilecekleri konusunda karar verebilme yetkilerine de kısıtlama getirdiğini açıklamıştı. Facebook üyeleri bunun yerine yeni filtreler kullanacak.

Facebook'un, bu denli tepki görmesinde ağın geçtiğimiz yıl içerisinde 715 milyon dolara satın aldığı Instagram ile veri paylaşacağını duyurması önemli bir etken oluşturuyor. Gmail, YouTube, Plus gibi diğer servislerinden gelen kullanıcı bilgilerini birleştirebileceğini açıklayan Google'a da benzer bir tepki gösterilmişti. Regülatörler ve mahremiyet savunucuları, böylesi uygulamaların bir taraftan kişilerin mahremiyet haklarının ihlali, bir taraftan da veri güvenliğinin riske edilmesi anlamına geldiğini ifade ediyor.

Facebook, sözcüsü Andrew Noyes aracılığıyla yaptığı açıklamada şirketin, iş ortakları ile veri paylaşarak hizmet kalitesini yükseltmeyi hedeflediğini ve böylelikle depolama verimliliği avantajlarını en iyi şekilde kullanmak istediğini duyurdu. Ancak açıklama şu ana kadar mahremiyet savunucularını tatmin edebilmiş değil. Electronic Privacy Information Center yöneticilerinden Marc Rotenberg, sosyal ağın politika değişikliğinin salt üyelerin mahremiyetlerinin ihlali olmadığını, aynı zamanda bir süre önce Federal Telekomünikasyon Komisyonu FTC ile vardığı uzlaşmanın da bozulması anlamına geldiği değerlendirmesini yapıyor. Facebook'un FTC ile vardığı uzlaşma çerçevesinde ağ, mahremiyet özellik ve uygulamalarına yönelik bir değişiklik yapması halinde kullanıcı onayını almak durumunda.

Facebook, geçtiğimiz ay verdiğimiz bir haberde de mahremiyet ekseninde ihlaller yapmakla itham edilmişti. Bahsi geçen haberimizde, Amerika'da bir kadının hamile olduğunu Facebook üzerinden duyurmasının ardından kendisine bebek ürünleriyle ilgili çok sayıda indirim teklifinin geldiğini paylaşmıştık. Facebook, Ad & Age isimli reklam ve pazarlama konularında yayın yapan kuruluşun haberi üzerine davranışsal takip yapmadığını açıklamıştı.

Dünyada, Facebook'a "ecel terleri döktüren" sayılı regülasyon kuruluşlarından biri olan İrlanda otoritesinin, son gelişmeler üzerine Facebook'u yeniden mercek altına aldığı ifade ediliyor. İrlanda veri koruma komisyonu yöneticilerinden Gary T. Davis, yaptığı açıklamada, sosyal ağın veri kullanma politikasına yönelik değişiklik yaparken daha önce iletilen temel prensipleri göz önünde bulunduracağını umduğunu söyledi. Sosyal ağın önümüzdeki günlerde kişisel gizlilik ve regülasyon ekseninde neler yaşayacağını hep birlikte göreceğiz
.
kaynak:turk.internet.com
Yazar: delidumrul
11-28-2012, Saat:01:19 PM
Yorum Yok

Öfkelenince neden bağırırız?

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş.

Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alç
ak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş.

Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”

“Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”

Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.


[Resim: plZBM.jpg?1]
Yazar: delidumrul
11-28-2012, Saat:01:11 PM
Yorum Yok
1) Ucuz araba kullan ama alabileceğin en güzel evi al.

2) Adam gibi üç fıkra öğren.

3) Sevinçlerini sakın erteleme.


4) Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığının % 90’ nını oluşturur.

5) Her gün 30 dakika yürüyüş yap.

6) Her yemekten önce şükret.

7) Bir arkadaşının sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.

8) Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.

9) Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.

10) Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.

11) Çocukların, adet kelimesini duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.

12) Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.

13) Kendini ve başkalarını affetmesini bil.

14) İlkyardımı öğren.

15) Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.

16) Her gün altı bardak suyunu içmeyi unutma.

17) Seni seven insanları koru.

18) Zorda olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anlar, hayatının en değerli anlarından biri olacak.

19) Kendine yapılması istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapma.

20) Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.

21) Başarılı ve iyi bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma.

a) Doğru insanı bulmak.
b) Doğru insan olmak.

22) Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.

23) Sevimsiz olmayacak şekilde ayrı fikirde olmayı öğren.

24) Cesaretli ol, hayatına geri baktığında yaptıkların için değil yapmadıkların için üzüleceksin.

25) Çok mükemmel bulduğun bir fikri başkasının engellemesine izin verme.

26) Keyifsizliklerini açığa vurma.

27) Nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek için 24 saat kimseyi ve bir şeyi eleştirme.

28) Evliliğini güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap.

29) İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.

30) Çocukların hakkında başkalarına iyi bir şeyler söylerken, bırak onlarda duysun.

31) Güç, sahip olduğun mallarla ilgili değildir. Unutma.

32) Çocuklarını anlamaya çalış, yargılamaya değil.

33) Kalem ve not defterini daima yanında taşı.

34) Zaman ve kelimeleri boş yere harcama. İkisi de çok değerli.

35) İnsanların yaptıkları olumsuz şeyleri değil, ileride yapacaklarını düşün.

36) Senden az ya da çok parası olanlarla, paran hakkında konuşma.

37) Bir şeyi elde etmek çok çaba sarfettiysen, tadını çıkarmak için zaman ayır.

38) Birisinin kahramanı ol.

39) Neyi ve kimi desteklediğini insanlara söyle.

40) Sadece aşk için evlenme sevgiyi de unutma çünkü ilerisi de var bunun.

[Resim: Av18d.jpg]
Yazar: mevthawk
11-27-2012, Saat:04:53 PM
Yorum Yok
-Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanabilecek hiçbir koz verme.
-İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
-Kimseye yalvarma.

-Asla dönüp arkana bakma.
-Sır tutmasını bil.
-Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için do
stlarını, dostların için sevgilini satma.

-Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
-Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
-Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
-Seni dinleyip anlamaya niyetli olmayanlarla tartışma.
-Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
-Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.

-Kendini öven insanlardan kaç.
-Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
-Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
-Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorsa onların öğütleri gözardı etme.
-Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
-Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.

-Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
-Kendini sev.
-Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
-Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.
-İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
-Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
-İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
-Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
[Resim: fSqUs.jpg]

Üstün Dökmen
Yazar: mevthawk
11-27-2012, Saat:04:52 PM
Yorum Yok
[Resim: pVeq9s.jpg?1] Amerika’dan gelen bir misafirime su verdim, boğazına kaçtı, öksürdü, “helal” dedim. Anlamadı. Ne anlama geliyor, diye yüzüme baktı.

Anlatmaya çalıştım. Amerika’da yirmi beş yıl bulunmuş, orada üniversite düzeyinde ders vermiş birisi olarak kavramın bizdeki anlamını veremediğimin farkındaydım. Daha doğrusu Amerikan İngilizcesinde bu den…li güçlü bir kavram bulamıyordum. Benim anlatımım yüzeysel ka
lıyordu; benim dilimdeki o vurucu gücü hiç ifade edemiyordu.

“Helal” kavramını daha iyi anlatabilmek için “haram” kavramını anlatmaya çalıştım. Suyu ben verdim; verdiğim suyu helal ediyorum, bu sana haram değil, sana bir kötülük olmasın, suyumu helal ediyorum, diyerek niyetimi belli ettim. Bu niyet önemli. Bildiğim bir öyküyü anlattım.

Tanıdığım genç kız evlenmeden önce mobilyacıları geziyor ve güzel bir koltuk takımı görüyor. Bu takımı satan kişi belirli bir fiyattan aşağı inmiyor. Genç kız bu takımı çok beğendiğini belli ettiği için çok pişman; beğendiğim için fiyatı yükseltti ve pazarlık güzümü kaybettim, diye düşünüyor.

Bütün çabalarına rağmen fiyatı düşüremeyince genç kız, peki, alıyorum, ama hakkımı sana helal etmiyorum, diyor. Adam soğukkanlılıkla, Hanım kızım, o zaman bu koltuk satılık değil, sana satmıyorum, diyor. Üniversite bitirmiş, modern kız, niye satmayacakmışsınız, parasını veriyorum ya, gayet tabii satacaksınız, diyor. Adam gayet sakin, artık satılık değil, diyerek sırtını dönüp o yokmuş gibi davranıyor.

Ve bu çağdaş Türk kızı kulaklarına, gözlerine inanamıyor. Ağlayarak babasına gidiyor; durumu anlatıyor. Baba, kızım sen ne yaptın, esnafa öyle konuşulur mu, diyerek devreye giriyor. Yanına bir de tanıdığı müftüyü alarak mobilyacıya gidiyor. Neticede genç kız babasının ve müftünün şahitliğinde, “verdiği parayı canı gönülden helal ettiğini,” ifade ederek istediği mobilyayı satın alabiliyor.

Bu genç kız o dönem asistanım olarak çalışıyordu, bu öyküyü tüm ayrıntılarıyla biliyorum. Amerikalı misafirime bu öyküyü anlattım. Benim su içmemle bunun ne alakası var, gibisinden baktı.

Suyu sana helal ediyorum, için rahat olsun dedim. Helal etmesen ne olur, dedi. “Kul hakkıyla karşıma gelmeyin” anlayışından söz ettim. Dikkatle dinledi. Bu dediğin bir değer olarak yaşıyor mu, yoksa bir slogan gibi konuşulan alışkanlık haline gelmiş bir söz mü, diye sordu.

Ne fark eder eder, diye sordum.Gerçekten bir değer olarak yaşıyorsa sizin ülkenizde rüşvet ve hak yeme olmaması gerekir, insanların birbirini kazıklamadığı bir toplum olmanız gerekir, diye düşünüyorum dedi.Yüzüne baktım. Göz göze bakıştık. Yalan söyleyemedim. Biz dedim, yalan söyler, kazık atar ve hak yeriz. Ama dürüstlüğü dilimizden hiç düşürmeyiz. Güçsüzsen, arkan yoksa, sıradan bir vatandaşsan, bu ülkede hakkını araman çok zor, hakkını elde etmen daha da zor. Örneğin, rüşvet vermeden bir inşaat ruhsatı alman mümkün değildir. Ve bunu herkes bilir. Rüşvet alanların çoğu oruç tutar, rüşvet alan belediyeler ramazanda iftar sofraları kurar. Ve bu sofralarda hakkını helal etmekle ilgili konuşursan, Yüce Allah’ın “karşıma kul hakkıyla çıkmayın,” dediği bir dinimiz olduğu söylenir. Bunu rüşvet alanlar söyler. Söylediğimiz yalana inanana enayi olarak bakarız ve onu kazıklamaya hak kazanırız. Ama senin içtiğin suyu helal etmeyi de ihmal etmeyiz.

Peki, neden böyle, diye sordu.

Çünkü biz inanırmış gibi konuşmaya önem veririz, ama konuştuğumuz gibi yaşamaya önem vermeyiz, dedim. “Mış Gibi Yaşamlar” adında bir kitabım olduğunu ve orada anlattığımı söyledim. Mış gibi tanımını anlamakta zorlandı, ama sonunda anladı.

Neden mış gibi, diye sordu. Güldüm, çok sorma, suyumu haram ederim, dedim.

Doğan Cüceloğlu
Yazar: mevthawk
11-27-2012, Saat:04:44 PM
Yorum Yok
Bir lise öğretmeni bir gün derste
öğrencilerine bir teklifte bulunur:


"Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?"

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının
bu teklifini tereddütsüz kabul ederler.

Ders alınacak bir hikaye..


"O zaman" der öğretmen.
"Bundan sonra ne dersem
yapacağınıza da söz verin."

Öğrenciler bunu da yaparlar.

"Şimdi yarınki ödevinize hazır olun.
Yarın hepiniz birer plastik torba ve
beşer kilo patates getireceksiniz!"

Öğrenciler , bu işten pek bir şey anlamamışlardır.
Ama ertesi sabah hepsinin sıralarını üzerinde
patatesler ve torbalar hazırdır.
Kendisine meraklı gözlerle bakan
öğrencilerine şöyle der öğretmen:

"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz
her kişi için bir patates alın, o kişinin adını
o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."

Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane
patates koyarken, bazılarının torbası
neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen, kendisine "Peki şimdi ne olacak?" der
gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin,
bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız.
Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste,
okuldayken sıranızın üstünde?
hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçmiştir.
Hocaları sınıfa girer girmez,
denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar:

"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi,
insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık."
"Hem sıkıldık, hem yorulduk?"

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz.
Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz.
Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,
halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir..
[Resim: eZAxm.jpg]


OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ.

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 8 aktif kullanıcı var.
(0 Üye - 8 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 346

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 743

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,575

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,176

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,357

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,677

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,679

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,004

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,568

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,730
Task