Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: intikamcı
04-25-2014, Saat:10:27 PM
Yorum Yok
 KANAL İSTANBUL NEDİR..? (Türkiye'ye Fayda ve Zararları)
İŞTE BİLİNMEYEN GERÇEKLER.....
Lozan antlaşmasına göre İstanbul boğazından geçen belirli devletlerin hiçbir ticari gemisinden 1 lira bile alamıyoruz.Oysa k...i cebelitarık boğazına sahip olan devlet bile sadece ticari gemilere yaptığı rehberlik hizmetinden yıllık milyarlarca dolar kazanıyor..Biz ise Bu madde yüzünden dünyanın en işlek boğazına sahip olsak da 5 kuruş alamıyoruz..

Yıllık zararımızi ise 30 milyar doların üstünde bir miktardır..Kanal İstanbul tamamlandığında Lozan Antlaşması dışında kalacağı için her gemi belirli bir geçiş ücreti ödeyecek miktarını siz düşünün artık..
Dünya petrol güzergahı akdenizde yoğunlaşmıştır yani anlaycağınızı üzere Türkiye çok büyük bir pastadan payını lozan antlaşmasında bırakmıştır..

Kanal İstanbul gerçekleştiği zaman bu durum tam tersine dönecektir..

Yani anlayacağınız üzere gezi parkı eylemleri hiç de masum değil..

KANAL İSTANBUL'LA KAZANACAĞIMIZ MİLYAR DOLARLARIN YANINDA 3.HAVA ALANIYLA MERKEZ BANKASI KASAMIZA GİRECEK PARA 80 KATRİLYON.. İNGİLTERE'NİN KANAL İSTANBUL'U, ALMANYA'NIN HAVA ALANINI İSTEMEMESİ TESADÜF OLAMAZ HERALDE.. LUFTHANSA H.Y.NIN 100 MİLYON YOLCUSUNUN YAPILACAK HAVA ALANINA KAYMASIYLA LUFTHANSA İLE ALMANYA BÜYÜK MALİ KAYIP İÇİNE GİRECEK. GERÇEK BÖYLEYKEN, GEZİ PARKI EYLEMLERİNE ALMANLARIN NEDEN CİRİT ATTIĞINI ANLAMAMAK İÇİN İNSANIN GERİZEKALI YADA VATAN HAİNİ OLMASI GEREKİR.
DOSTLAR ŞUNU DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ. O ZAMAN BU İNSANLAR BURDAN GEÇMEZ HEP BOĞAZDAN GEÇERLER..' ALTERNATİF GÜZERGAH OLMADIĞI İÇİN TÜRKİYE BOĞAZDAN GEÇİŞLERİ ENGELLEYEMİYOR VE PARA TALEP EDEMİYOR. ALTERNATİF KANALİSTANBUL BU ANLAŞMAYI YOK EDİYOR..!
[Resim: Yv8FMA1.jpg]

 

 


 
Yazar: intikamcı
04-24-2014, Saat:11:28 PM
Yorum Yok
Cengiz Han'ın önünde eğildiği minare!
Yaklaşık 9 asırdır ihtişamını koruyor...
[Resim: 6wj5YAR.jpg?1]Özbekistan'ın  Buhara kentinde, bir efsaneye göre bölgeyi istila eden Cengiz Han'ın, hiç kimsenin, hiçbir şeyin önünde eğilmediği için zarar verilmesini istemediği Kalon Minaresi, yaklaşık 9 asırdır ihtişamını koruyor. 


AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Buhara'nın en çok dikkati çeken yapılarından biri olan minare, adını, Özbek dilinde "büyük" anlamına gelen "kalon"dan aldı. 

"Büyük minare" olarak da anılan Kalon Minaresi'nin kitabesinde, 1127 yılında Karahanlı hükümdarı Arslan Han tarafından Bako adlı bir mimara inşa ettirildiği belirtildi. 

Mimari özellikleri itibarıyla Özbekistan'a has olan ve yaklaşık 48 metre yüksekliğine sahip, 105 basamaklı bu minare, 13 kuşaktan oluşuyor. Her kuşakta farklı desen ve şekiller yer alıyor. 

Pişmiş tuğladan dairesel plan özelliğine sahip minarenin çapı, aşağıdan yukarıya yükseldikçe daralarak devam ediyor. Tepe kısmı ise mukarneslerle (İslam sanatında mimari yapılarda görülen geometrik bir bezeme çeşidi) genişletilerek estetik bir görünüm sağlandı. Minare, hareketliliği oluşturmak için yer yer sırlı tuğlalarla süslendi. 

Özbekistan minarelerinin genelinde olduğu gibi burada da şerefeye yer verilmedi.

 Ezan sesinin duyurulabilmesi için üst bölümde minare çevresine sivri kemerli 16 açıklık bırakılarak bu ihtiyaç karşılandı. Bu kısmın üstü de mukarneslerle bezendi. Tepe bölümünün ortasına ise koni biçiminde kubbecik konuldu. 

"Yıkılırsa evimin üzerine düşecek, başıma yıkılacak" 

Aynı isme sahip camiden ayakta kalabilen tek unsur olan minareden, ezan okumanın yanı sıra gözetleme kulesi ve yolcuların şehre giden istikameti kolayca bulabilmesi için üzerinde ateş yakılmak suretiyle fener olarak da yararlanıldı. 

Mimar Bako tarafından yapılan ilk Kalon Minaresi, altındaki su tabakası hesaba katılmadığı için yıkıldı. Bunun ardından tekrar inşa edildi ve "Minare yıkılacak mı, yıkılmayacak mı" diye 10 yıl beklendi. Bu sırada Bako, can güvenliği endişesiyle ülkeyi terk etti. Buhara'ya 10 yıl sonra döndüğünde minarenin yerinde sağlam durduğunu gören usta, "Merak etmeyin, minareyi bu sefer sağlam yaptım. Gölgesinden ve ışığından hesap ettim. Yıkılırsa evimin üzerine düşecek, başıma yıkılacak" ifadesini kullandı. 

Kalon Minaresi daha sonra belli dönemlerde restore edildi.

 Efsanelerde Kalon Minaresi Minare ile ilgili halk arasında asırlardır anlatılagelen bir efsane ise şöyle: "Cengiz Han,  Buhara şehrini yakarken Kalon Minaresi'nin yanına kadar gelir. O sırada miğferi başından düşer. Eğilip miğferini yerden alır. O güne kadar Cengiz Han, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin önünde eğilmemiştir. Eğilip miğferini yerden alır ve bir an duraklar, sonra da 'Bugüne kadar hiç kimsenin ve hiçbir şeyin önünde eğilmedim. Bu yapının önünde ise eğildim. Onun için bu yapıya dokunmayın, bırakın sağlam kalsın' der. Böylece minare yıkılmaktan kurtulur." Bir başka rivayete göre Cengiz Han, Buhara'ya geldiğinde halkı bir korku kaplar. Şehirde büyük bir katliam olacağını tahmin ederler. Minarenin yanındaki camiye sığınırlarsa katliamdan kurtulabileceklerini, Cengiz Han'ın bir mabede sığınan insanlara dokunmayacağını düşünürler. Mescide giren  Cengiz Han ve askerleri, içeridekilerin tamamını kılıçtan geçirir.
[Resim: uXEUU8M.jpg]
 

 

 

 
Yazar: intikamcı
04-23-2014, Saat:10:55 PM
Yorum Yok
 
ERTELEME ALIŞKANLIĞI PROBLEMİ NASIL AŞILIR
(Hiç bir şey yapmak istemiyorum))
Erteleme alışkanlığı yaşamımızın her alanında karşımıza çıkabilir. Bazen yapmak zorunda olduğumuz işleri "gözümüz kesmez" ve hemen erteleme yoluna gideriz. Peki bu alışkanlığın altında yatan gerçek sebepler nedir?

Ev işleri, faturalar, arabanın bakımı, çocukların okulu, ofiste bekleyen işler, kişisel bakımımız derken yapılması gerekenler ve yapılması istenenler arasında boğulup gidiyoruz. Bu iş yükünün en büyük yan etkisi ise ‘bugünün işini yarına ertelemek’. Böyle böyle yarına bir bakıyoruz; yapacak tonlarca işimiz var. Bu işlerin varlığı düşüncesi aklımızı öyle meşgul ediyor ve bu durum bizi aslında o kadar yıpratıyor ki farkında değiliz…

Bu şekilde ‘kendimizi oyalamalar’ yerine işimizi gününde halletmeye çalışmamız, hem zihin sağlığımız hem de zaman planlaması açısından çok önemli. Dolayısıyla hafife alınmaması gereken bir mesele… Ertelemenin insanda suçluluk hissetmeye, hareketsizliğe, hatta depresyona kadar varan sonuçlar yaratabileceğini biliyor muydunuz?

Pudra.com bugünün işini neden yarına bıraktığımızı; ve bu alışkanlıktan kurtulmak için ne yapmamız gerektiğini araştırdı. Önerilerimiz erteleme eyleminin nedenlerini daha iyi kavramanıza ve bir an önce bu alışkanlığı değiştirmenize; en önemlisi huzurlu bir şekilde yaşamanıza yarayacak.

Neden erteliyoruz?

Herşeyi yarına erteleme alışkanlığı hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkabilir; profesyonel hayatta, günlük yaşamda veya özel hayatta… Bu sıkıntı yaratan durumdan kurtulmak için öncelikle yapmamız gereken ertelemenin kaynaklarını belirlemektir. İşte bazı işlerimizi ertelemenin altında ‘gerçekten vaktin yetmemesi’ dışında yatan nedenler:

Başarısızlık korkusu
Bazı kararlar, işler veya görevler karşısında kendini yetersiz hisseden kişi kaygılarından dolayı o işi yapmak istemez. Bazı şeyleri risk almayı veya eleştirilmeyi kaldıramayabilir. Bu durumda kişi karşı karşıya olduğu durumla yüzleşmek yerine, bir devekuşu misali kafasını saklar. O işi erteleyebildiğince erteler.

Mükemmeliyetçilik
Mükemmeliyetçi kişilikler başarısızlık, eleştiri gibi durumlarda oldukça dayanıksızdırlar. Karakterleri gereği bir işi yaparken detaylara boğulmaktan fazlasıyla vakit harcarlar/kaybederler. Risk almayı hiç sevmezler. Dolayısıyla mükemmel bir şekilde sonlandırmaları gereken işler onların gözünde çok büyür ve ertelemeye meyillidirler.

Boşluk kaygısı
Bu durum kendini paradoksal bir biçimde gösterebilir. Gerçekten, amaçlarına ulaşıyor olmak onları korkutup kaygılandırıyor olabilir. Çünkü artık yapacak hiçbir şey kalmayacaktır. Genelde hiperaktif insanlarda görülen bu durum tamamen boşluk korkusundan kaynaklanır.

Ertelememek ve işlerimiz gerektiği anlarda yapmanın yolları:

Özgüven kazanın
Yukarıda saydığımız nedenlere bakıldığında (başarısızlık korkusu, risk almama, yetersiz hissetme gibi) başlıca nedenin özgüven eksikliği olduğunu fark etmek zor değil. Dolayısıyla öncelikle yamanız gereken şey bu özgüveni yeniden kazanmak; kendinizin ve yeteneklerinizin farkına varmak… Bunun için özgüven kazanmak için 3 ilginç yöntemve kendinize güvenin yazılarımızı mutlaka okuyun!

Zamanı iyi planlayın
Hızla akan zamana, çabucak geçen günlere yetişmek için yapılması gereken en temel şey zamanı iyi değerlendirmek adına doğru planlar yapmaktır. Her zaman yapılması gerekenlerin bir listesini hazırlayıp önceliklere göre sıralama yapmanız, gerektiği zaman ‘hayır’ diyebilmeniz, hedeflerinizi zamana yaymanız zamanı planlamanıza yardımcı olacaktır. Zaman planlaması nasıl yapılır? Yazımızı okuyarak işin tüm sırlarını öğrenebilirsiniz.

Engelleri ortadan kaldırın
Bu engeller kimi zaman elimizde olmaz, ama kimi zaman da ertelemenin gizli bahaneleri olarak kendimizin yarattığı durumlardır. Her ne sebepten kaynaklanıyor olursa olsun, engelleri ortadan kaldırın. Örneğin evde yapmanız gereken bir iş var ve eve geldiğinizde televizyonun karşısına geçip, sonra da bilgisayarınızı açıp kendinizi oyalıyorsanız; hemen ikisini de kapatın. Kendinize ödül verin; önce işinizi bitirin, sonrasında rahat rahat keyfinizi yapın! Hem bu şekilde zihniniz de daha rahatlamış olacak. Unutmayın; kimi zaman dış dünyayla ilişkiyi tamamen kesmek işinizi tahmin edebileceğinizden çabuk sonlandırmanıza yarar. Sadeleşme yazımız da engelleri eleme konusunda size yardımcı olabilir...

Atılgan olun
Bir iş gözünüzde büyüyorsa onu yapmadan önce birkaç saniye şunu hayal edin: bu iş bittiğinde üzerinizden o yükün nasıl kalkacağı ve zihninizin nasıl hafifleyeceği… Bunun bilincinde olduğunuza gerçekten motive olacak ve hatta işinizi normalden çok daha çabuk bir sürede sonlandırabileceksiniz. Gözünde büyütmek beraberinde üşenmeyi, üşenmek de hemen akabinde yarına ertelemeyi getirir. Dolayısıyla üşengeçliği bir kenara bırakın, bitişin hayalini kurun ve hemen o işe atılın!
[Resim: MYyZm8K.jpg]

 
Yazar: delidumrul
04-19-2014, Saat:01:20 PM
Yorum Yok
 Bunu dünyada sadece bir ülke yapabiliyordu.

[Resim: l2hPC4k.jpg]Dünyada sadece birkaç ülkenin üretebildiği harp başlıkları ve uçak bombaları tamamen Türk mühendisleri tarafından üretilecek.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu modern Harp Başlığı Üretim Tesisi'nin açılışını bu yıl içinde yapacaklarını belirterek, "Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak" dedi.Türkiye'nin savunma gücünü artıran yerli silah sistemlerini tasarlayan ve geliştiren TÜBİTAK, modern patlayıcıların üretim ve dolumunun yapıldığı tesislerin tasarımı, kurulumu ve işletmeye alınması konusunda da çalışmalar yürütüyor.TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) arasında imzalanan sözleşme ile TÜBİTAK mühendisleri tarafından ileri teknolojiye sahip Harp Başlığı Üretim Tesisi tasarlandı. Tesis, yakın zamanda Kırıkkale'deki MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde faaliyete geçirilecek.


"İZİN ALAN DEĞİL, İZİN VEREN OLACAĞIZ"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bu tip ileri teknolojiye sahip üretim tesislerinin tasarım ve kurulumunu dünyada sadece birkaç ülkenin yapabildiğini söyledi. Türkiye'nin her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de her geçen gün dünyada daha fazla söz sahibi olmaya başladığını dile getiren Işık, şunları kaydetti:
"Bir alanda söz sahibi olmak için mümkün olduğunca dışa bağımlılığı azaltmanız gerekiyor. Patlayıcı üretim tesislerinde kullanılan özel üretim ekipmanları, Füze Teknolojileri Kontrol Rejimine tabi olup yurt dışından alımı, yüklenici firmanın bulunduğu ülkenin hükümet iznini gerektiriyor. Yani sizin bu ekipmana ihtiyacınız var ama alacağınız ülkenin hükümeti size izin vermezse, bunu alamıyorsunuz. Açacağımız tesiste yapılacak çalışmalarla bu durumu artık tersine çevireceğiz. Artık izin alan değil, izin veren olacağız."
TESİS A'DAN Z'YE TÜRK MÜHENDİSLERİN ELİNDEN ÇIKIYOR

Bakan Işık, modern mühimmatlar için patlayıcı üretilecek tesiste kurulan tüm özel üretim ekipmanlarının da yerli firmalarla birlikte yurt içinde tasarlanıp üretildiğini bildirdi. Öte yandan, bu tesiste üretilecek modern patlayıcıların formülasyonu ve üretim süreçlerini de TÜBİTAK mühendislerinin geliştirdiğini anlatan Işık, tesisle ilgili şu bilgileri verdi:
"Modern patlayıcıların üretimi için gerekli teknik ve üretim bilgi paketleri, proje kapsamında MKE'ye aktarılacak. Söz konusu tesis, MKE Mühimmat Fabrikası yerleşkesinde 55 dönümlük arazi üzerinde kurulacak ve 11 ayrı üretim biriminden oluşacak. Dünyada sadece bir kaç ülkenin sahip olduğu modern tesisin açılışını bu yıl içinde yapacağız. Tesiste, tam kapasite çalışıldığında yıllık 600 ton plastik patlayıcı üretimi yapılabilecek. Bu tesiste üretilecek harp başlıkları ve uçak bombaları ile Türkiye, savunma sanayinin bu çok önemli alanında yurt dışına bağımlılıktan kurtulacak."

 
Yazar: delidumrul
04-19-2014, Saat:01:16 PM
Yorum Yok
Silahsız Rus uçağı Amerikan destroyerinin füze savunma sistemini etkisiz hale getirdi.

[Resim: cKPCeVM.jpg]Geliştirilmiş radyoelektronik bastırma aracıyla donatılmış olan Rus SU-24 bombardıman uçağı Karadenizde bulunan Amerikan “ Donald Kuk” füze destroyerinin “İcis” füze kalkanını etkisiz hale getirdi.
Buna ilişkin bilgiler Rus medyası ve blogcuların hararetli tartışmalarının bir konusu oldu. Rusya Bilimler Akademisi Birleşik Amerika ve Kanada Enstitüsü müdür yardımcısı Pavel Zolotaröf bu konuda belirtiler fikirleri paylaşıyor.Kanatlı “Tomahavk” füzeleri taşıyan “Donald Kuk” destroyeri l0 Nisanda Karadenizin tarafsız sularına girdi. Rusya’nın Ukrayna ve Kırım’la ilgili tavrı dolayisiyle güç gösterisi yaparak yıldırma eylemlerinde bulunmak, füze destroyerinin Karadenize girmesinin bir amacıydı. Amerikan savaş gemilerinin Karadenize girmesi, kıyısı bulunmayan ülkelerin savaş gemilerinin denizdeki görev ve varlık süresini belli eden Montrö anlaşmasına aykırı.Rusya, Amerikan savaş gemilerinin Karadenize girmelerine karşılık olarak,silahsız SU-24 uçağını füze destroyeri üstünde uçuş yapmaya gönderdi. Eksperlere göre, SU-24 uçağı geliştirilmiş radyoelektronik savaş kompleksiyle donalıtmıştı. Bu versiyona göre, Amerikan destroyerinin “ İcis” sistemi uçağın hareket ettiğini daha uzaktan kaydederek tehlike sinyali verdi “ İcis” sisteminin radarları uçağın yaklaşma rotasını belli ediyordu. Ama birden ekranları söndü. “ İcis “sistemi çalışmaz hale geldi ve füzeleri hedefe yönelten kumanda verilmedi.. Bu arada SU-24 uçağı alçaktan destroyerin üstünden geçerek füze saldırısının taklidi olan manevre yaptı. Sonradan l2 kez bunu tekrarladı.Her şeyden anlaşıldığı gibi, “İcis” sistemini canlandırmak çabaları başarısız kaldı. Politolog Pavel Zolotaröv, Rusya Birleşik Amerika’nın askeri baskısına karşılık olarak şaşılacak kadar rahatça davrandı,dedi ve şöyle konuştu:Hayret verici bir gösteriydi bu. Radar sistemleri işlemez hale getiren radyoelektronik bastırma aracı, geliştirilmiş hava savunma sistemi ve geliştirilmiş füze kalkanı olan İcis sistemiyle donatılmış destroyere karşı koydu. Ancak mobil İcis sisteminin zayıf bir yanı var. Hedefi izleme imkanları,söz konusudur. Birkaç geminin eyllemlerini koordine etmesi halinde İcis sistemi iyi çalışıyor. Ancak Karadenizde destroyerden başka gemiler yoktu. Her şeyden anlaşıldığı gibi, İcis sisteminin radarları, SU-14 uçağının radyloelektronik aracının etkisine dayanamadığından çalışmaz hale geldi. Yalnız soğuk savaş zamanında olagan bir şey olan alaçaktan uçuşa sinirli bir tepki gösterildi. Ama geliştirilmiş füze kalkanı sisteminin hele radarlarının gerektiği derecede güvenilir olmayışı da Amerikan tarafının sinirli tepkisine sebep oldu.Yabancı medyanın yazdığına göre, Karadenizdeki olaydan sonra Donald Kuk gemisi Romanya’nın bir limanına gitti. Ekip üyelerinden 27-si görevinden ayrılmak için başvuruda bulundu. Hepsinin de hayatlarını tehlikeye sokmak istemediğini kaydettiği söyleniyor. Pentagon”un bildirisi de bunu dolaylı olarak doğruluyor. Bildiriye göre, Karadenizdeki olay geminin ekip üyelerinin moralinin bozulmasına sebep oldu.Karadenizde Birleşik Amerika tarafından kaşkırtılmış olayın nasıl sonuçları olabilir? Pavel Zolotaröf bu konudaki fikirlerini açıklayarak şunları söyledi:Sanırım, Amerikalılar “ İcis “sistemini yetkinleştirme imkanlarını düşünecek. Ancak bu, sorunun askeri yanıdır. Politik yanına gelince, tarafların gösteri niteliğineki adımlar atması, herhalde,şüphelidir. Atılmış adımlar artık yeterli. Oysa yaşanmış olay Amerikalılar için son derecede nahoştur. Birleşik Amerika’nın meydana getirdiği füze savunma sistemi çok pahalıya mal oluyor. Finanse edilmesine bütçe ödeneklerini ayırmak gerektiğini ispatlamak amacıyla çok gayret gestermek lazım oluyor. Oysa bu sistemin bir öğesi olan kuyulardaki füzesavar füzelerin denemeleri,etkinliğinin düşük olduğunu gösterdi. Pentagon bunu saklıyor . Denizde üslenen “İcis” sisteminin de kusurları olduğu ortaya çıktı.Rus SU-24 uçağı Amerikan “Donald Kuk” destroyeri üstünde uçuş yaparak “İcis “ füze kalkanını etkisiz hale getiren geliştirilmiş elektronik sisteme“Hibinı adı” konuldu. Hibinı Kola yarımadasındaki dağların adıdır. Rusya’nın tüm perspektifli uçakları “Hibinı” elektronik bastırma aracıyla donatılacak. Bir zaman önce Buryatya’daki poligonda tatbikatlar sırasında sistemin denemeleri bir kez daha yapıldı. Gerçek duruma benzer şartlarda bunu denemek kararlaştırıldığı için poligondaki denemeler olumlu sonuçları verdi.
Yazar: delidumrul
03-21-2014, Saat:06:06 PM
Yorum Yok
HAYATTA ÖNEMLİ ALTIN KURALLAR
1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.

2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.
[Resim: aSSgofM.jpg]
3-Sevinçlerini sakın erteleme.

4-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ ını oluşturur.

5-Her gün 30 dakika yürüyüş yap.

6-Her yemekten sonra şükret.

7-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.

8-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.

9-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork.

10-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.

11-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.

12-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.

13-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.

14-Her gün 6 bardak su içmeyi unutma..

15-seni seven insanları koru..

16-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar, hayatındaki en değerli anılardan biri olacak.

17-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapma.

18-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.

19-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma:
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.

20-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.

21-Evliliğini güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap.

22-iyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.

SON SÖZ..
Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiniz . .

OKUDUYSAN ve BEĞENDİYSEN, BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIR MISIN?
 

 
Yazar: delidumrul
03-21-2014, Saat:05:57 PM
Forum: SAĞLIK
Yorum Yok
Sakal Bırakmanın Faydaları
  • Cilt Kanserini Önlemeye Yardımcı Olur
  • Southern Queensland Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalar sonucunda, sakalın zararlı olan UV ışınlarının yüzde 95′ini engellediği sonucuna varılmıştır.
  • Daha az UV ışınına maruz kalan ciltte ise kanser riski de aynı şekilde azalmaktadır.
  • Astım ve Alerjiye Karşı Bariyer Oluşturur
Polen ya da toza karşı alerjiniz, hatta astım sıkıntınız bile varsa, uzun sakallar alerjenlere karşı filtre oluşturduklarından sizi bu rahatsızlıklara karşı korur.
Özellikle bıyıkların alerjenlerin teneffüsünü engelleme açısından olldukça etkili olduğu kanıtlanmıştır.
  • Cildinizin Geç Yaşlanmasını Sağlar[Resim: d2cClvq.jpg?1]
Sakallar cildiniz nemli tutar ve soğuk havayla beraber rüzgara karşı cildinizi koruyarak cildinizin kurumasını engeller. Böylece nemli kalan cildiniz daha geç yaşlanır.
Bunun yanı sıra, sakallı cilde sürülen nemlendirici sakalsız cilde sürülen nemlendiricen daha etkilidir, çünkü sakalsız ciltte nemlendiricinin etkin kalma süresi de dış faktörlere daha çok maruz kalacağından azalır.
  • Soğuk Algınlığa Karşı Korur
Özellikle çene ve boyunda çıkan sakalların sıcaklığı hapsetmesinden kaynaklı olarak soğuk anlığa karşı koruyucu rol edindiği London Clinic’te görevli Doktor Felix Chua tarafından sakalın faydası olarak eklenmiş.
  • Bakteriyel Enfeksiyonlara Karşı Engel Oluşturur
London Clinic’te görevli dermatolog Dr. Martin Wade, sakal bırakmanın yararlı olabileceğinin belirtiyor.
Çünkü traş olmanın sebep olabileceği tahriş, bakteriyel enfeksiyon ve folliculitis denilen deride oluşan kızarıklık gibi sorunlarla karşılaşmamak için erkeklerin sakal bırakması yardımcı oluyor.
 

[Resim: W6ByVre.jpg]

 

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 11 aktif kullanıcı var.
(0 Üye - 11 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 345

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 728

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,574

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,173

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,356

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,676

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,677

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,001

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,566

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,727
Task