Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: mevthawk
09-23-2012, Saat:11:34 AM
Yorum Yok
İstiklal Mahkemeleri'nde Hüseyin Avni Bey'in meşhur sözü

[Resim: 31425336528289688233248.jpg] Birinci Büyük Millet Meclisinin unutulmaz imanlı hatibi, Erzurum mebusu Hüseyin Avni Ulaş, Elazığ İstiklal Mahkemesinde yargılanıp hakkında beraat kararı verilmesi üzerine büyük bir celadetle yerinden fırlayarak: ”Bu mahkeme çok namuslu insanları asmıştır. Bizim namusumuzda bir eksiklik mi gördü ki, bizi asmadı” diye haykırması üzerine, Elazığ İstiklal Mahkemesi Hüseyin Avni Bey'i ömür boyu sürgün cezasına mahkum etmiştir. Bunu da yazar mısın Yalancı Tarih !

R. Garaudy; Feyz dergisi, Mart/1993, s. 7
Yazar: mevthawk
09-23-2012, Saat:11:31 AM
Yorum Yok
Osmanlı'da Sünnetdaşlık

[Resim: 39722136532490021146524.jpg] Osmanlı’nın çok güzel sünnet geleneklerinden birinin de varlıklı ailelerin, çocuklarını sünnet ettirecekleri zaman kendi çocuklarının sünnet düğününe fakir aile çocuklarını da davet ederek onları da sünnet ettirdiklerini tarihçiler bize atarıyor.Böylece sünnet edilen çocuklar arasında hayat boyu sürecek bir kardeşlik bağı(sünnetdaşlık) tesis etmiş olunuyor. Hey gidi Osmanlı diyesi geliyor insanın...

Kaynak
Erdem, Rahmi; Davam,Timaş, İst?1993, s. 193
Yazar: mevthawk
09-23-2012, Saat:11:29 AM
Yorum Yok
Bosna Piramidi

Bosna-Hersek’te Saraybosna’nın kuzeybatısındaki Visoko şehrinde bulunan Visocica Tepesi, Ekim 2005′te Boşnak-Amerikalı işadamı/kaşif Semir Osmanagic’in, tepenin aslında geçmişi belki de bundan 12 000 yıl öncesine, son buz çağına da­yanan, insan yapımı dev bir piramit olduğu yönündeki olay yaratan iddiasını ortaya atmasıyla dünya çapında gündeme geldi. Osmanagic, bir zamanlar duvarla çevri­li bir ortaçağ şehrinin bulunduğu yer olan tepenin dört ana yöne bakan, son derece simetrik dört yokuşu, düz bir zirvesi ve bir girişi olduğunu öne sürdü.

[Resim: 47179365392740204681445.jpg] Bölgedeki kazılar sırasında Osmanagic ekibiyle bir­likte, piramidin dış yüzeyinden geldiğini düşündüğü bü­yük taş kesitleri, kazı ekibinin yapının havalandırma bacası olduğunu tahmin ettiği tüneller ve muhtemelen bir zamanlar piramidin eğimli yüklerinin bir parçası olan kesilmiş ve parlatılmış taş parçaları buldu.

Osmanagic, Mısır’daki Büyük Giza Piramidinden üçte bir oranda daha büyük olan bu tepenin insan yapımı olduğundan şüphe duymamaktadır ve Meksika’daki Kolomb keşfi öncesi şehirlerden Teotihuacan’da bulunan Güneş Piramidine olan benzerliği nedeniyle tepeyi Güneş Piramidi olarak adlandırmıştır: Bölgenin uydu fotoğrafla­rı ve termografı yöntemiyle elde edilen görüntülerinde Visoko Vadisi’nde piramide benzer iki tepe daha görülmüştür. Hatta Osmanagic bu bölgede, Bosna Ay Pirami­di, Bosna Ejderha Piramidi, Bosna Aşk Piramidi ve Yeryüzü Tapınağı’nın da içinde bulunduğu eskiçağ yapılarından oluşan bir merkez olduğunu belirtmektedir. Visocica Tepesi’nin bulunduğu bölgedeki şaşırtıcı bulgular sonucunda turizm patlaması yaşanmıştır. Öyle ki, olduğu öne sürülen piramidin hediyelik bibloları bile satılmaktadır. Turistik tesisler ve bir arkeolojik park gibi diğer pazarlama ürünleri de hizmete açılmayı beklemektedir.

Kaynak
Gizlenen Tarih – Brian Houghton Koridor Yayıncılık (S. 393-395)
Yazar: mevthawk
09-23-2012, Saat:11:25 AM
Yorum Yok
Nazilerin Bilinmeyen Uzay Programı


Bilim kurgu meraklıları ve komplo teorisyenleri, bir zamanlar yerçekimine karşı koyabilen teknoloji üzerinde çalışmalar yaptıkları bilinen Nazilerin, bir gün göklerden devasa uzay araçlarıyla geri geleceğine dair teoriler öne sürüyor. Peki, böyle bir ihtimal gerçekten söz konusu olabilir mi?

[Resim: 22939036566642017731391.jpg] Nazilerin bir uzay programı yürüttüğü ve dev UFO’larla ilk önce Antarktika, ardından da uzaya gittikleri yönündeki iddialar, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından tartışılmaya başlanmıştı. ABD’nin 20’inci yüzyıldaki önemli bilim kurgu yazarlarından Robert. A. Heinlein, 1947’de yazdığı kitabında, Nazilerin Ay’da üssü olduğu düşüncesini ortaya atmıştı.

Üzerinde gamalı haç sembolü taşıyan Nazi UFO’larının göklerde dolaştığı Finlandiya yapımı “Iron Sky” filminin bu yıl gösterime girecek olması, Nazilerin “çok gizli” uzay programı hakkındaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

ABD’nin başkenti Washington’daki Smithsonian Uzay Tarihi Müzesi yetkilisi Michael Neufeld, Nazilerin bir uzay programına hiçbir zaman başlamadığını savunuyor. Neufeld, “Bu yanlış anlamadan kaynaklanan bir durum… İnsanlar bir roket programıyla, bir uzay programını aynı tutuyor. Nazilerin roket programı sadece silah üretmeye yönelikti. Almanların amacı ilk olarak V-2 roketlerini, uzun dönemde ise daha büyük ve menzili daha uzun roketler üretmekti” dedi.

VON BRAUN’UN HAYALİ FARKLIYDI

Nazi İmparatorluğu, var olduğu 1933 ile 1945 yılları arasında savaş alanında kullanmak için çok büyük askeri projeler başlattı. Almanların silah teknolojisine bu kadar odaklanmış olması, bilimsel çalışmaların ne boyutta olduğunun anlaşılmasını zorlaştırdı.

Almanlar, Wernher von Braun gibi çok değerli bilim insanlarına sahipti. Ancak uzay keşfine kafayı takmış olan von Braun’un dehası her zaman daha güçlü bir roket geliştirilmesi için kullanıldı.

Von Braun’un biyografisini yazan Bob Ward, “Alman bilim insanları, roket programını, bir uzay programıyla devam ettirmek istiyordu… Nihayetinde bir uzay programının olacağını düşünüyorlardı ancak buna imkan oluşması için ilk önce askeri programlar yürütülmeliydi… Almanlar’ın güç yapısında bir uzay programına yönelik planlar yapıldığını zannetmiyorum” dedi.

ALMANLAR’IN UZAY YOLCULUĞU HAYALİ

Almanların uzay programına olan ilgisi Nazi iktidarının öncesindeki yıllarda, 1920’li ve 30’lu yıllarda çoktan başlamıştı. Adolf Hitler’i Almanya’nın lideri olma yolunda her zaman destekleyen ve Nazi partisinin kurulduğu günden itibaren arkasında olan Thule teşkilatı, elektro manyetik yerçekimi motorları geliştirmeye çalışıyordu.

Yerçekimine karşı koyabilen uzay araçları ilk olarak 1935 yılında Hauneburg kasabasında test edildi. Ünlü Alman fizikçi ve mühendis Hermann Oberth’in, uzayda yolculuğun gerçekleştirilebileceğini öne sürdüğü yıllarda, Almanlar Haunebu adını verdikleri uzay araçlarının projesini hayata geçirmişti bile.

Almanların tutsak ettiği Avusturyalı deha Viktor Schauberger, 1939’da Haunebu–1 uçan dairesinin yerden yükselmesini sağlayan kişi oldu. Ancak ilerleyen yıllarda savaşın gidişatının değişmesi ve düşmanı durdurmak için V-2 gibi büyük silahlara ihtiyaç duyulması, Schauberger’in çalışmalarını arka planda bıraktı.

Neufeld, “Naziler yönetime geldiğinde tüm kaynaklarını füze teknolojisine aktarmaya başladı” ifadesini kullandı. Savaşın kaybedilmesiyle de, suyun sihirbazı olarak bilinen bilim insanının çalışmaları müttefiklerin eline geçti.

İYİ VE KÖTÜ NAZİLER

İkinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinin ardından, Alman bilim insanları ABD ve Sovyetlerin uzay programlarına öncülük eden isimler oldular. Karizmatik von Braun, NASA’nın itici gücü haline gelirken, Almanların uzay programı hakkındaki efsanelerin de canlı kalmasını sağladı.

Neufeld, “von Braun ve yanındaki bazı önemli isimler, Nazi yönetimi altında çalışırken aslında kafalarında yatan asıl konunun uzay olduğuna dair yanlış bir izlenimin yayılmasına neden oldular… Birçoğu silah projelerini açıkça destekledi, hatta bazıları çok hırslı Nazilerdi. Ancak savaşın ardından eski kimliklerinden uzaklaştılar” dedi.

Alman bilim insanlarının gerçekte neyi savunduğu, müttefikler arasında onların “iyi ve kötü Naziler” olarak ayrılmalarına neden oldu. Von Braun ve arkadaşları ilk gruba girerken, SS birliğinin komutanı Heinrich Himmler ve Auschwitz toplama kampında yaptığı deneylerle bilinen SS komutanı Josef Mengele, ikinci gruba giriyordu.

Neufeld, “von Braun bir uzay tutkunuydu… Uzay onun umursadığı tek şeydi. Aynı zamanda sağcı bir milliyetçi ve Nazilere sempatisi olan bir insandı. Kısaca silah üretmek onun için bir çelişki değildi. Hem savaşa hem de uzay keşfine hizmet edecek roketler yapabilirdi” ifadesini kullandı.

V-2 SAVAŞ KAZANAMADI AMA…

Almanlar, ilk V-2 balistik füzesini 3 Ekim 1942’de Almanya’nın Peenemünde kasabasında test etti. Walter Dornberger, başında olduğu proje için, “Uzay yolculuğundaki ulaşımı temsil eden yeni dönemin ilk başarısı” olarak yorumladı.

Bir ton ağırlığındaki 14 metrelik dev V-2 roketleri, 5 bin 700 km hıza ulaşabiliyordu. Üç yılda 2 bin 724 İngiliz’in hayatına mal olan V-2’ler, Nazilerin teknolojik araştırmalarının amacını açıkça ortaya koydu.

V-2, nihayetinde Almanlara istediklerini veremedi. Neufeld, “Bu roket Sovyetler, ABD , Fransa ve dolaylı yollardan diğer müttefik ülkelere fayda sağladı. Uzaya giden yolculukta ise temel taşı oluşturdu” dedi.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, V-2, silah teknolojilerinin geliştirilmesinde kullanılmaya devam etti. Alman mühendisler, ABD ve Sovyetler arasındaki yarışta kıtalararası balistik füzelerin (ICBM) geliştirilmesinde rol oynadı. Dünya, her an patlayabilecek bir nükleer füzenin tehdidiyle yaşamak zorunda kaldı.

Nazilerin savaşı kazanması halinde, 1940’lı yıllarda uzay keşiflerin başlamış olacağını savunanlar hala var. Ancak Neufeld, insan doğasının her zaman baskın çıktığı görüşünde: “Bana kalırsa Almanların zaferi yaşansa bile uzay keşfi uzun yıllar beklemek zorunda kalırdı… Savaş, havacılık veya başka bir alan olsun, her zaman teknolojik gelişmelerin öncülüğünü yapıyor. Uzay yolculuğu önüne geçilemez bir konu. Yine de hayata geçmesi çok uzun sürerdi” yorumunda bulundu.

Kaynak: Ntvmsnbc
Yazar: mevthawk
09-22-2012, Saat:10:07 PM
Yorum Yok
Almanya’da Bir Lise Müdürünün Her Yıl Öğretmenlere Gönderdiği Mektup
[Resim: 50551230.jpg] Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.

Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur.Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Yazar: mevthawk
09-22-2012, Saat:09:56 AM
Yorum Yok
ODUNCU VE ŞEYTAN


[Resim: 27104441630742843162375.jpg] Vakti zamanında odunculukla geçinen, çalış kan, dürüst, dindar bir adam vardı O zamanda yaşayan bazı insanlar, yakın bir çevrede bulunan ve nadir yetişen bir ağaca kutsallık izafe etmişlerdi Adaklarını, dileklerini o ağaç aracılığıyla yapıyorlardı Bu oduncu anılan ağacı şirk (Allah’a ortak koşma) sebebi olarak görüyordu ve bunun için kesmeye karar verdi O zamana kadar kimse buna cesaret edememişti Oduncu bir gün baltasını aldı ve verdiği kararı uygulamak üzere yola koyuldu Yolda karşısına acayip görünüşlü, insana güven vermeyen biri çıktı Oduncu “sen kimsin?” diye sordu, o da “Ben şeytanım” diye cevap verdi Oduncu “Vay alçak vay hain demek insanları yoldan çıkaran sensin, şimdi seni geberteyim” diye söylenip üstüne çullandı Bir anda şeytanı altına alıp boğazına abandı “Demek ki insanları kandırıp o ağacı kutsallaştıran da sensin alçak herif” dedi Şeytan, “Boşuna uğraşma, çabalama, beni öldüremezsin, çünkü Allah tarafından kıya mete kadar insanları saptırmak için bana mühlet verildi Sen o ağacı kesmekten vazgeç sana bir öneride bulunacağım” diye karşılık verdi Oduncu “Kabule şayan ne önerin olabilir muzır herif?” diye çıkıştı Şeytan şu öneride bulundu:
- Sen o ağacı kesmekten vazgeçersen sana her sabah bir altın getirir yastığının altına koyarım Böylece seni geçindirmeye bile yetmeyen odunculuktan kurtulmuş olursun
Oduncu biraz yumuşar gibi oldu ve sordu:
- Peki vadettiğin bir altını getirmezsen ne olacak?
- O zaman bana dilediğini yap
Oduncu öneriyi, kabul etti, ağacı kesmeden geri döndü O gece yattı Sabah olunca yastığının altına baktı ve gerçekten bir altın konmuştu Buna çok memnun oldu Merakla ertesi günü bekledi Ertesi gün oldu ama yastığının altına para konmamıştı Belki başka bir yere koymuştur diye her yanı alt üst etti yine altın çıkmadı Buna çok içerleyen oduncu hemen bıçağını baltasını alıp şeytanı bulup öldürmek üzere yollandı Aynı yerde şeytanla yine karşılaştılar Oduncu şeytanı görür görmez hemen üzerine atıldı Ama önceki nin tersine şeytan kendisini bir un çuvalı gibi savurdu Adam kalktı, şeytanın üzerine yeni bir hamle yaptı Ama elini bile süremedi Artık insiyatif şeytana geçmişti Şöyle dedi:
- Boşuna uğraşma arkadaş, sen geçen sefer beni neredeyse haklıyordun, çünkü o zaman Allah rızası için yola çıkmıştın Şimdi ise bana kızgınlığın kendi nefsin için Bundan dolayı artık bana gücünü geçireme
zsin, aksine sen mağlup olursun..

Yazar: mevthawk
09-21-2012, Saat:11:13 PM
Yorum Yok

ADATA artık dijital depolama için stil ve yetenek getiren, çarpıcı renkleri
ile şişe şeklinde farklı bir tasarıma sahip DashDrive Seçimi UC500 USB Flash
sürücü, lansmanı duyurarak bu zamana USB flash sürücü tarzını ekledi.


UC500 flash sürücü tasarımının fikri teması "bir şişe içinde bir
mesaj" iletmek oldugu iddia ediliyor. Burgundy ve Bordeaux Fransız
bölgelerindeki şarap şişelerinden esinlenilmiştir. Altın şampanya ve köpüklü kırmızı renk seçenekleri ile DashDrive Seçimi
UC500 spor ve kavisli şekli çekici.


Haziran ayında şirketin yeni ürün ailesini duyurduktan sonra, ADATA
DashDrive adı anlamına hız ve taşınabilirligi somutlaştırmak adına hızla yeni ürünler
piyasaya taşıdı.


DashDrive Seçim grubunda ADATA ürünleri endüstrinin en şık tasarımları
somutlaştırmak ve kişisel stil yapmak için bir fırsat olarak gören modayı takip
eden ve bilinçli kullanıcılar hedefleniyor.


ADATA DashDrive Seçimi UC500 flash sürücü altın şampanya ve farklı parlak
metal dış köpüklü kırmızı renk seçenekleri ile cazip bir kavisli şişe olan
şekilleri mevcut.


UC500 Flash Sürücü anahtarlığa veya kordon ve kayar USB konektörü sayesinde
bir kapak ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve kullanım için entegre bir askı
deliği ile, taşımak için küçük ve kolay.


Temel Özellikler


· Kapasite: 8GB/16GB / 32GB

· Renk: Kırmızı / Altın

· Boyutlar: 50 x 19 x 11mm (2 x 0.7 x 0.4in)

· Ağırlık : 7g (0.2oz)

· Arabirim: Geriye Destekler USB 2.0, uyumlu USB 1.1 ile

· Garanti: Ömür Garanti

ADATA UC500 flash sürücü değerli kişisel verileriniz için 8, 16 ve 32 GB
olmak yeterli depolama kapasite alanları mevcuttur ve yakında seçilmiş
distribütör ve Türkiye genelinde bayiler aracılığıyla kullanılabilir olacaktır. Henüz fiyatı belli değildir.


[Resim: adatadashdrivechoiceuc5.jpg]

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 14 aktif kullanıcı var. Applebot, Google
(0 Üye - 12 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 345

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 728

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,574

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,173

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,356

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,676

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,677

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,001

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,566

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,727
Task