Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: gakko
09-21-2012, Saat:10:46 PM
Yorum Yok
raid yapma, nedir, ne değildir, yapımı pratik anlatım

[Resim: raidyapmanedirnedeildir.png] Raid'in 0; 1; 0+1; 10 vs vs... diye giden seçenekleri mevcut; ama burada biz kullancıların özellikle dikkatini çekenin raid 0 olduğunu düşünürsek öncelikli olarak raid0'dan bahsetmek daha iyi olcak gibi..Raid 0, bilgisayarımızın en büyük darboğazı haline gelen harddisklerimizden aldığımız performansı artırmaya yarıyor diyebiliriz.. Teknik terimlere ve işin teorisine çok da girmeden "faydaları" ve "nasıl kurulduğu" hakkında ufak tefek bilgi vermeye çalışacağım...

raid 0 ve raid 1'i karşılaştırırsak sırasıyla "hız" ve "güvenlik" kelimelerini yakıştırabiliriz bu terimlere.. Burada da bir şeyden kazanç sağlarken birşeylerden ödün veriyoruz.. Fizikteki yol ve kuvvet gibi neyse..
• Raid 0 kurduğunuzda verilerinizin güvenliği tehlikeye giriyor..
• Raid 1 ise tamamen güvenlik isteyen kullanıcılar için..
• İkisinde de en az 2 disk kullanmanız gerekiyor..

Raid 0'ı baz alarak anlatmaya çalışayım.. Raid 0'da iki harddiskiniz "tek" hdd gibi gözüküyor sisteminizde. Bunun nedeni; iki harddisk'in tek harddisk gibi konfigüre edilmesi; aynı anda çalışması.. Yani alacağınız performansta artış yaşayacağınız anlamına geliyor.. Ama tabi veri güvenliğinin de bir miktar tehlikeye girmesi demek bu bahsettiğimiz gibi.. Ufak bir örnekle açıklamaya çalışalım.

Örneğin imzamdaki gibi (2 adet 120 GB Samsung SATA2) harddiskiniz var diyelim.. Raid kurduğunuz zaman C sürücünüz 120+120=240 GB gözükecektir.. (Normalde 211 GB ama 1024kb|1000kb olayına girmeden teorisini veriyorum) 240 GB'lık bu harddiskleriniz de artık anakartlarda bütünleşik olarak gelmeye başlayan raid kontrolcüleri tarafından yönetilecekler...

Veri yazma işlemi de şu şekilde oluyor.. Örneğin s-e-r-h-a-t kelimesini diske yazacaksınız.. 1. diskinize "s-r-a" harfleri; 2.diskinize de "e-h-t" harfleri yazılıyor.. Haliyle okuma esnasında da, teorik olarak her harfin 1 saniye de hdd'den okunduğunu düşünürsek 6 saniyede alınacak veri; 3 saniye içerisinde kotarılmış oluyor 2 harddisk sayesinde..
İşin veri güvenliği kısmı ise tam olarak burada başlıyor.. Harddisklerinizden birisinde bir hata meydana gelirse (örneğin 2.disk bozulursa); 1. diskinizde yer alan "s-r-a" harfleri tek başına bir anlam ifade etmeyeceğinden bilgilerinize sonsuza kadar elveda diyebilirsiniz..

Bunlar zaten sitelerde, dergilerde okunup bilinen şeyler diyerekten lafı fazla uzatmıyorum..İntel'in Matrix Storage Manager'i ve Silicon Image'in raid kontrolcüsü gibi raid kotrolcüleri var anakartlarda.. Yapılan testlerde Intel Matrix Storage'in raid konusunda daha başarılı olduğu gözüküyor. (Bazı anakartlarda ikisi de sunuluyor.. İstediğinizi kullanabiliyorsunuz.. Ben de ikisi de vardı fakat Matrix'i kullandım ben) Ayrıca not olarak belirtmekte fayda var; intel'in çipsetleri nForce çipsetlere göre raid'de daha başarılı.. Özellikle i955X ve i945 serisi.. sırf bu yüzden anakart seçimini değiştirecek birini tanıyormSmile [ben ]

Şimdi ise kurulum aşamasına geçelim...
Raid kurmak için harddisklerinizi anakartlarınızda bağlamak için farklı işaretlemeler yapılmış olması muhtemeldir sata girişlerinizde..Örnek olarak yine anakartımı göstereyim... Raid kurulumu yapılacağı zaman anakart üzerinde bulunan kırmızı slotlara takıyorum ben.Bu slotlar anakartta "boot disk" slotları olarak belirlenen slotlar.. Raid kurulumu yapmak için disklerinizi buraya taktıktan sonra bios'dan bir kaç ayar yapacağız onlara da değineceğim... isterseniz data disk slotlarına yedek amacıyla kullanmak isteyeceğiniz harddisklerinizi takabilirsiniz.



Disklerimizi taktıktan sonra bir adet raid açılış disketine ihtiyacımız olacak.. bunu anakartınızla verilen cd içerisinde bulunan yazılım ile yaratabilirsiniz.. Fakat yaratırken hangi kontrolcüyü (matrix/silicon) ve kaç bitlik işletim sistemini kullanacağnızı dikkatli ve doğru bir şekilde seçin..(32/64 bit windows gibi)

NOT:Bazı anakartlarda bu diskete ihtiyacınız olmayabilir.. Bunun için lütfen anakartınızın kitapçığını referans olarak kullanın.. (Üretici gibi yazdım yaa he he)
Fakat ne kadar diskete ihtiyacınız olmasa da raid kurarken (ben post ekranında CTRL+I'ya basarak raid menüsüne girebiliyorum örneğin); windows kurulumunda gerekli sürücü için disket gerekecektir..

Bağlantıları doğru olarak yaptığınızı ve PC'nizde donanım'a bağlı bir arıza bulunmadığını varsayarak gücümüzü verip bios'a giriyoruz.. IDE konfigürasyonlarının yapıldığı menünden disklerimizi "Raid" olarak ayarlıyoruz... (bende Configure SATA as>>>Raid şeklinde) bu ayarı yaptıkan sonra "Onboard Sata Bootrom" u "Enabled" yapıyoruz.. Raid kurulumu fiziksel olarak ve bios'dan tamamlandıktan sonra "Bootable" olarak raid kümemizi seçebileceğiz..

Disketimizi takıyoruz ve karşımıza bir menü çıkıyor..(Intel Matrix Storage Manager için)
Menüde
1-Create raid volume
2-Delete raid volume
3-Reset Disks to Non-Raid
4-Exit

İlk Menü Resim

**(Menü resimlerini netten buldum; benim konfigürasyonumla bağlantısı yoktur)

Gayet anlaşılır bir menü olduğunu düşünüyorum (az çok ingilizceniz varsa) ve 1 nolu seçeneği seçiyoruz..
Disk/volume information kısmında da bağlı harddisklerimiz gözükmekte.. Daha sonra farklı bir menüye geliyoruz burada da

-Name
-Raid Level
-Disks
-Stripe Size
-Capacity

alt menüleri yer almakta..



• Name'e; sınırlamalara uyarak kafanıza göre bir isim veriyorsunuz..
• Raid Level olarak (Stripe/Şeritleme) raid0'ı seçiyorsunuz..
• Disks menüsünden raid 0 yapmak istediğiniz diskleri belirliyorsunuz.. İkiden çok aynı harddisk bağlı ise sisteminize; seçerken çok dikkatli olun..
• Stripe Size kısmını ise partition boyutu olarak tanımlayabiliriz..NTFS'in standart 4kb 'lık bir bölümleme ile geldiğini düşünürsek 16 KB veya 32 KB iyi bir seçim olabilir.. Multimedia öğelerle çok uğraşan kişilerseniz (ki zaten bu raid0 kurma mantığınızın temelidir ) stripe boyutunu artırmanız tavsiye edilir.. en çok 128 kb'lık bir boyut belrileyebilirsiniz.. Ben 128'lik kullanyorum.. 16kb'lık ile arasında dağlar kadar fark olduğu söylenemez. Kişisel tercih meselesi.. Zor gelmezse size en uygun değeri kendinizin bulması en makul çözümdür. (Haklısınız uğraştırır biraz.. )
• Capacity kısmı zaten sizin yerinize genelde olabilecek en büyük boyut olarak belirleniyor.. İki diskinizin toplam boyutu bir boyut ise o şekilde kalsın ellemeyin...


Tüm bunları yaptıktan sonra emin misiniz vs vs diye soracak.. Bu adımlara kadar gelen birisinin emin olmaması düşünülemez diyoruz ve "Y" yi seçiyoruz karşımıza çıkan soruda..

Ana menüye döndüğünde "exit" diyip çıkıyorsunuz arayüzden.. Daha sonra bios'dan bootable olarak disk kümemizi seçiyoruz, gerekli boot ayarlarını kendiniz yapıyorsunuz diye farzediyorum... .. Sp2'li bir windowsCD'si öneriyorum; Raid desteğiyle ServicePack1 sorun çıkartabiliyordu okuduğum kadarıyla.. CDrom'dan boot ettikten sonra raid için hazırlamış olduğumuz disketi içeri sokuyoruz ve "SCSI veya raid aygıtı yüklemek için F6'ya basın" ekranında F6'ya basıyoruz.. Disketimizin olduğunu söylüyor ve gerekli dosyaları burada almasını sağlıyoruz.. (Uygun sürücüyü seçiyoruz disketimiz içinden // mümkünse ve destekleniyorsa anakartınız tarafından en yüksek versiyonlusunu.. Onun da "ICH7R" olması lazım ben bu yazıyı hazırlarken) Sonrası ise zaten bildiğiniz windows kurulumu... Dikkat etmeniz gereken aklıma gelen bazı noktalar var; onları da şu şekilde toplayalım..


DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

1-Anakartınız'ın hangi raid arayüzünü desteklediğine emin olun.. Anakartlar şu anda SATA/SATA2 raid modlarını desteklemekteler.. IDE raid yapabileceğiniz anakartlar da var.. Hatta bazı anakartlar bu iki arayüzle de ayrı ayrı raid yapmanızı sağlayan ek özellikler içeriyorar.. Size uygun raid modunu anakartınızın kitapçığından veya üreticinizin sitesinden öğrenebilirsiniz..

2-Anakartınızın raid denetçisini kullanmak istemiyorsanız veya böyle birşey yoksa PCI yapıdaki raid kartlarını kullanabilirsiniz.. "Promise" , "Highpoint" gibi firmaların kaliteli kartları olduğun duymuştum.. Kendim kullanmadım; ama stabil ve performanslı olduğu söyleniyordu..
Windows'u kullanarak yazılımsal olarak da raid yapabilirsiniz fakat sağlam bir işlemci gücü harcar ve performans konusunda da endişeliyim.. Ama artık bir standart haline gelmeye başlayan raid denetçilerinden dolayı konunun bu kısmına girmemize gerek yok diye düşünüyorum..

3-Harddisklerimizde artık S.M.A.R.T.(Self Monitoring Analysis and Reporting Technology) özelliği var.. Yani bir tür erken uyarı sistemi. Harddiskinizdeki olası problemleri önceden izleyip analiz ederek sizi veri kaybı yaşayabileceğiniz konusunda uyarıyor.. Eski forumda bu tarz bir hatayla karşılaşmıştım ve çözmek için de çok uğraşmıştım.. Ama sonradan diskin arızalı olduğunu anlamıştık ve değiştirmişlerdi.. Yani demek istediğim; S.M.A.R.T. olaylarını dikkate alın!! Kesinlikle.. (Bunun için Intel Matrix Storage Manager programını kullanabilirsiniz; programı intel'in sitesinden temin edebiliyorsunuz; yüklenirken raid kontrolcüleri için son sürücüleri de kuruyor)

Raid 0 kurduktan sonra, raid kümesi dahilindeki her diskin smart olayını ayrı ayrı görüntülemeniz mümkün olmayabilir.. Sorunun kaynağını bulmak için kümeyi bozmanız ve teker teker denetlemeniz muhtemel..Bilginize..

4-Aşağıdaki sistemler raid kümesini desteklememektedir..Kurmadan önce emin olun..
- MS-DOS
- Windows 3.1
- Windows NT 3.51
- Windows 95
- Windows 98
- Windows Millennium Edition (Me)
- Windows NT 4.0
- Windows 2000 Datacenter Server

5-Özellikle Raid 0 kurarken harddisklerinizin aynı marka ve aynı model olmalarına stabilite açısından dikkat edin.. Eğer farklı kapasitelerde diskler kullanacaksanız düşük kapasite olanınki geçerli olacaktır unutmayın!..

6-Disklerinizdeki bilgileri her zaman düzenli olarak yedekleyin...Raid 0 kurmak; verilerinizin pamuk ipliğine bağlı olmasıdır bir bakıma

7-Raid 0 kümesindeki disklerinizi kesinlikle sökmeyin; bir tanesini söküp güç düğmesine bastığınızda boot atmeyecektir.. Zira, sisteminizi kapatıp tekrar veri kablonuzu takmanız da bundan sonra bir işe yaramaz.. Verileriz uçmuş olur..Yani illa ki windows esnasında bir arıza ya da bozulma gerekmiyor... (Denedim çıkartmayın , hoş olmuyor )
Mümkünse kasanızın içine, sizden farklı birisinin açabilme ihtimaline karşı bir not iliştirin.. "Bu bilgisayarda raid 0 disk kümesi kullanılmaktadır; sistem yöneticinize sormadan kesinlikle harddisklerin veri ve güç kablolarını çıkartmayın, yerlerini değiştirmeyin" gibi.. Kendinizle gurur duyabilirsiniz

8-Sisteminizde iki harddisk de çalışacağından (bende 3 ve disk sayısı daha da artabilir sizlerde)soğutmayı iyi sağlayın..Harddisklerin fazla ısınmaları pek iyi değil.. Bu şekilde kolay arızalanmalarına sebebiyet verebilirsiniz..

9-Boot süresinde bir miktar uzama fakat windows'un hazır hale gelişinde gözle görülür bir artma yaşayabilirsiniz.. Özellikle oyunların bölüm arası yüklemelerinde hızlanma belirginleşiyor.. Ben Samsung'larım ile HDTach programında yaptığım testleri koyuyorum referans açısından.. (Ama her programın testine güvenmeyin.. Abartı yüksek sonuçlar çıkartabilirler sentetik testler olduğundan... "Herkesin kendi testini yapması daha dorğudur elbet" diyorum tekrardan)

10-Diskinizi, bildiğim kadarıyla "C:" "D:" "E:" diye ayırımıyorsunuz normal tek bir diskte yaptığınız gibi.. Yani yedekleme amaçlı olarak başka bir disk kullanmak zorunda kalıyorsunuz.. 120 GB'lık diskleri raid olarak bağlayıp da 200 küsür GB'lık devasa bir C: sürücüsü kullanmak istemeyenler olabilir..Bu noktaya da dikkat etmekte fayda var..



TESTLER:

Burst Speed'den ziyade; Avarage Read speed değerlerine dikkat edin.. Okuma sırasında geçerli değerler o değerlerdir..

Samsung SATA2 ; tek halde...



Western Digital 2500 KS 250 GB (SATA2) ; tek halde...



Samsung SATA2_Raid0 halde bağlı 16 KB'lık küme boyutuyla.




...Ve tüm bunlara değer mi? (raid 0 kimin için?) Sonuç:

Deli gibi oyun oynuyorsanız ve loadinglerde beklemekten sıkıldıysanız... Photoshop ; AutoCAD; 3DSMax gibi çizim programlarıyla uğraşıyorsanız; fiziksel ram'iniz yetersiz kalıyorsa sık sık sanal belleğe başvuruyorsa windows'unuz; video düzenleme ve ses işleme gibi programlarla uğraşıyorsanız; kısaca bir multimedia canavarı iseniz ve bilgisayarınızın harddiskle işi çok oluyorsa RAID 0 tam size göre!.. (VERİLERİNİZİ DÜZENLİ YEDEKLEMEK ŞARTIYLA)

Ama ancak teoride mümkün olan 2 katlık bir hız artışı beklemeyin.. Özellikle rastgele erişim sürelerinde ve istenilen dosyaya ulaşımda normal değerlerden biraz daha düşük (kötü anlamda düşük) değerlerle karşılaşabiliyorsunuz.. Bunun da; verinin hdd'den talep etmeden önce ve erişim sırasında, anakart üzerindeki güney köprüsünden (raid kontrolcünün burada olması lazım ) bir işleme dahil edilmesinin neden olduğunu düşünüyorum.. Ama önemsenecek boyutlarda değil... Farkedemiyorsunuz... Zaten testlerde herşey açık.. Raid 0 kullanan birisi, bence bir daha raid 0'sız çok acı çeker gibi geliyor..

Okuduğunuz için teşekkür eder ve faydalı bir yazı olduğunu ümit ederim..
Saygılar...

O.Serhat KARABACAK

nvidia'nın denetçisine sahip olanlar Raid0 kurmak isterlerse, bu döküman, işlerine yarayabilir. (HumBaba'ya teşekkürler..)

nVIDIA RAID-0 (Striping) Kurulumu ve
Raid Sürücülerinin XP Kurulum CD sine Entegre Edilmesi


http://www.geocities.com/hum_baba/nVidia_Raid0.pdf


alıntıdır.
Yazar: delidumrul
09-20-2012, Saat:06:13 PM
Yorum Yok
Gitarcının Aşkı

[Resim: hareketliaglayangulgita.gif] Sabah erkenden gitarını alıp evden çıktı...
posta kutusu boştu gene. Yoo, hayır. Beyaz birşeyler vardı. Kalbi hızla çarparken, kutuyu açıverdi.Elektrik faturası gelmişti...
hem de herzamankinden "hoş" bir miktarda...
Başka birşey olmadığını bildiği halde, gene kutunun içine bakti...
Boş...
Dışarısı, ne soğuk ne de sıcak...kapalı bir havaydı.Yağmur yağmaması için dua etti...
şemsiye evde kalmıştı ne de olsa...
Karşıya geçmek için trafik lambalarının yanında durdu...
önünden son sürat geçen araba, bütün çamuru sıçrattı...
en sevdiği siyah pardesüsü de batmıştı...
karşıya geçti.Karnı açtı...
Her pazar sabahı uğradığı cafe'ye gitti...
"tadilat nedeniyle kapalıyız" yazısını okurken, gülümsedi...
aklına mezar taşına yazılabilecek bir şey geldi "Tadilat nedeniyle oldu... açlıktan "...
neyse dedi kendi kendine" o kadar da aç değildim"...
sonra bi yerlerde yerim diye düşünerek yürümeye başladı. Derken yanından geçen bir grup çocuk, ona sertçe çarptı. Yere yığıldı. Karşısında, evin balkonunda oturan bir grup genç kız, gülüyorlardı...
ona gülüyorlardı...
Ayağa kalkarken, cebindeki bozuklukların düştüğünü farketti. Herbiri ayrı bir yöne yuvarlanıyor... çatlaklardan, deliklerden düşüp kayboluyordu.Parası da gitmişti.Bi gitarı, bi de canı vardı...
Yemek yiyecek,eve gidecek parası kalmamıştı...
yorgundu. Mektup yazmayan, arayıp sormayan, çok sevdiği o kızla bir zamanlar gittikleri parkı hatırladı...orada küçük çocuklar bileklik, kolye gibi hediyelik eşya satarlar...
müzisyenler maharetlerini gösterir, para kazanır,kızlara hava atarlardı...Parktaki o eski nese kalmamıştı.Yolun kenarına geçti. Elindeki gitar çantasını yere koydu.

Gitarını çıkarıp, o "en" hüzünlü besteyi çaldı...sonra, o kıza bestelediği parçayı...ve bir başkasını...ve bir başkasını...

çaldı...
çaldı.
Kulağına gelen takırtı sesleriyle kafasını kaldırdı. Gitar çantasına para dolmaya başlamıştı. Sonra, neşeli bir parça çaldı...
para geldikçe,şarkılar daha bir hareketli, daha bir neşeli oluyordu...
Güneş batmaya başladı...
İleride zabıtalar göründü...daha fazla kalamazdı orada.Gitarı çantaya koydu ve kalktı...eve gidecek, yemek yiyecek parası vardı... belki kirayı hala veremeyecekti, bu ay...
ama, hiç değilse düşürdüğünü karşılıyordu bu miktar...

Derken yağmur başladı...

Eve daha çok var, diye geçirdi içinden. Ne zordu hayat! Yağmur altında yürümeyi severdi...
ama yalnızken değil.Yalnızken,daha bi ağır yağıyordu sanki yağmur...
Daha bir soğuk...
Eve vardığında, kuşu öterek karşılamadı onu...
sessizlik dolu ev, o an ürpertti...
kafesin yanına gittiğinde, minik kuşu kafesin tabanında yatıyordu hiç kıpırdamadan...
öylece...
"ölüm" dedi...
"sürprizleri seviyor" Islak giysilerini çıkardı...
kuş gibi o da ölecekti, bu sefil hayatta.

Gitar çantasını açtı, kalan bozuklukları almak için. Arada beyaz bir kağıt gördü...

Açar açmaz, yazı tanıdık geldi...
o beyaz ellerin yazdığı notu okurken, önce heyecanlandı, sonra üzüldü...
Notta: Demek hala bizim parçamızı çalıyorsun...
ve yine çok hüzünlü bir şekilde. Beraber aldığımız kuşları hatırlıyor musun? Bendeki bu sabah öldü...
ayrılığa dayanamadı herhalde...
ama, biz insaniz, dayanabiliriz degilmi? Yarın gidiyorum bu şehirden...
kendine iyi bak...
hoşçakal! Anladı o an, işlediği hatayı...ne kadar da bencil olmuştu bugüne kadar. O bu şehirdeydi...
ve hiç aramamıştı...
o arar diye. Şimdi aynı şehirde bile olmayacaklardı. Gün batışını aynı anda izleyemeyecek, aynı ortamda aynı havayı solumayacaklardı...
ama, o da affetmezdi ki...
yoksa eder miydi?Dal rüzgarı affeder, ama kırılmıştır bir kere, diye geçirdi içinden...Kapı çaldı...
ne de çok istedi o an için, kapıdakinin o olmasını...
Bu nedenle açmadı kapıyı o umudu taşımak istedi hep içinde...
Sonra uykuya daldı...
Uyanmamak üzere...
Yazar: delidumrul
09-20-2012, Saat:05:42 PM
Yorum Yok

İki Bardak Su(malına güvenenlere ibretlik)

Zamanın birinde bir hükümdar varmış, zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş. Hükümdar her gittigi yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmiş. Hükümdarin yaşamda en çok güvendiği, tek akıl hocası bir bilge kişiymiş.

[Resim: 1552ikibardaksuarasinda.jpg]
Günlerden bir gün bu bilge kişiyle otururken hükümdar şöyle bir soru sormuş:

"Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar, ister hükümdar denli güçlü, ister savaşçılar denli onurlu olsun ayağına kapanır ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim,

"Benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"

Bilge bu soru karsışında hükümdarın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş:

"Diyelim ki hükümdarım, kızgın ve uçsuz bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?"

"Verirdim tabii."

"Zaman geçti diyelim susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"

Hükümdar biraz düşünür ve ardından "Ölmemek için evet" der.

Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:

"Madem öyle, o zaman övünmeyin fazlaca.Çünkü haşmetlim sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudur."

Yazar: mevthawk
09-20-2012, Saat:05:38 PM
Yorum Yok

CİMRİ (bunun cezası öbür tarafta)

Küçük çocuk, bütün ağırlığını koltuk değneklerine verip dinlenirken, deniz kenarındaki lüks bir lokantanın vitrinini seyrediyordu. Yer yer buğulanan camekânın sol tarafında, kıymalı yumurtadan patlıcan kebabına, nohutlu pilavdan parça etlere kadar belki yirmi çeşit yemek sergileniyor; sağ taraftaki özel bölümdeyse, şişe geçirilmiş tavuklar dönüyordu.

[Resim: 74a431cbe2bf7fd5f384d63.gif] Çocuk, arka sokaklardan birinde otururdu ve kâğıt mendil satarak geçinirdi. Dışarı her çıkışta, önünden geçerdi bu lokantanın. Buna rağmen vitrine, bir kez bile alıcı gözle bakmamıştı. Ama bir haftadan beri hastaydı. Özellikle son üç günde midesine doğru dürüst bir şey girmemiş, çektiği açlık yüzünden tek hedefi karnını doyurmak olmuştu.

Küçük çocuk, yemeklere bakıp yutkunmaktayken, vitrinde yankılanan bir sesle irkildi. Son derece şık ve şişman bir adam, sigara almak için çıkarttığı cüzdanından bir banknot düşürmüş ve denize doğru esen bir sert rüzgâr, parayı çocuğa doğru uçurmaya başlamıştı. Adam, önünü bile görmesini engelleyen şiş göbeği yüzünden koşamadığı için, boğuk boğuk bağırıp duruyordu.

Küçük çocuk, paranın geliş yönünü tahmin ettikten sonra, beş yıldan beri kullandığı koltuk değneklerinden birini ustalıkla kaldırıp, paranın üstüne bastırıverdi.
Bir yüz liralıktı bu, daha önce sadece bir kere gördüğü…
Zorlukla eğilip parayı aldığında, şişman adam nefes nefese yanında belirdi ve hırıltılı bir sesle:

— O para benim! dedi. Boşuna heveslenme!
Çocuk zaten o parayı cebine indirmek niyetinde değildi. Bir teşekkür onun için yeterli olacaktı. Parayı adama doğru uzatmak üzereyken, açlığın verdiği bir pişkinlikle:

— Bu parada benim de hakkım var! diye atıldı. Eğer onu tutmasaydım denize uçacaktı.
Çocuğa bir tokat çakıp parayı almak, şişman adam için hiç zor değildi. Fakat birçok meraklı, onları izliyordu. Mecburen alttan alıp:

— Peki öyle olsun! diye söylendi. Ne kadar istiyorsun?
Çocuk, eliyle vitrini gösterip:

— İki tavuk alacak kadar, dedi. Biri bana, biri de bana bakan komşumuza.

Adamın gözleri yerinden fırlamıştı. Bir simit parası vermeyi düşünürken, iş büyük miktarlara ulaşmıştı.
Burnundan soluyarak:

— Son günlerde tavuklar zamlandı! diye bağırdı. Ama bir tane istersen gidip alırım.
Çocuk, ister istemez boyun büktü ve kısmetini beklemeye başladı. Şişman adam ise rahatlamıştı. Çocuğun elinden kaptığı banknotu, cüzdanına itinayla koyduktan sonra, ağır adımlarla lokantaya yöneldi. Ve büyük bir saygıyla koşan garsonlardan birine:

— Dünden kalan tavuklardan birini paketleyip dışardaki velede verin, dedi. Ama benim, bu lokantanın sahibi olduğumu sakın söylemeyin anlaşıldı mı?
Yazar: mevthawk
09-20-2012, Saat:05:31 PM
Yorum Yok
Başarı için Asıl Miras Dürüstlük ...



[Resim: 250411ny3.jpg] Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı...


- "Üstü kalsın kardeşim" dedim.


Döndü bana doğru:


- "Vaktin varmı ağabey ?" dedi.


- "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarıda).


Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş.


- "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa ister miydin 50 krş. benden?"


- "Ne alacağım ağabey 50 krş.u!"


- "Peki, niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim."


Döndü bana, attı kolunu arkaya:


- "Vaktin varmı ağabey?"


- "Var."


- "Çek kapıyı o zaman."


Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız...


5 dk. konuştuk. İngiltere'de profösüründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler:


- "Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize" Durun kalkmayın" derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı."


"Aha" dedim, "Bizim meslekten", seminerci...


- "Ne anlatırdı baban?"


- "Hayatta nasıl başarılı olunur?"


" O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor."


- "Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp "Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?"


- "Ne bıraktı?"


- "Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın..." Falan filan... Ağabey, aradan 15 yıl geçti… Diğer babanın 2 oğlu şu anda ceza evindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.
Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var.Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :


- "Asıl mirası bizim baba bırakmış."


"Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 krş’u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah'a şükür."


Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:


- "Dur ağabey, asıl bomba şimdi!"


- "Nedir bomban?"


- "Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz."


Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar.
Bir Babanın En Güzel Mirası AHLAK'tır...
Yazar: mevthawk
09-20-2012, Saat:05:23 PM
Yorum Yok
Einstein’dan 10 hayat dersi

[Resim: einsteindan10hayatdersi.jpg] Albert Einstein çoğu insan tarafından dahi olarak görülür. Şu ana kadar yaşamış en etkili bilim insanı olmanın yanında teorik fizikçi, filozof ve yazardı. Bilime birçok katkı sağlamış Einstein’ın başarı sırlarını merak ediyor musunuz?

İşte Einstein’dan 10 hayat dersi…



1. Merakınızın peşinden gidin
“Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.”

Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.

2. Azim paha biçilmezdir
“Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.”

Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.

3. Bugüne odaklanın
” Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.”

İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.

4. Hayal gücü güç verir
“Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.”

Hayal gücünüz geleceğinizi belirler. Einstein şöyle der: ‘Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.

5. Hata yapın
“Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.”

Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın.

6. Anı yaşayın
“Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.”

Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.

7. Değer yaratın
” Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.”

Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.


8. Farklı sonuçlar beklemeyin
“Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.”

Hergün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir
” Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.”

Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın
” Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz.”

Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!

alıntıdır.
Yazar: mevthawk
09-20-2012, Saat:05:22 PM
Yorum Yok
SEVGİ NEDİR?

[Resim: sevgi1036.jpg] • Acımak, SEVGİ değildir. Üstünlük iddiasıdır.


• Hoşgörü SEVGİ değildir, istemediğine katlanmaktır.


• Bağımlılık SEVGİ değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır.


. . .
* SEVGİ, değer vermesini bilmektir.
*SEVGİ, yaşama hakkını kabul etmektir.
*SEVGİ, varolmaktan kıvanç duymaktır.
*SEVGİ, birlikte olmaktan sevinç duymaktır.
*SEVGİ, eşitliğin duyumsanmasıdır.
*SEVGİ, tüm yapay ayrımların yaşamdan çıkarılmasıdır.
*SEVGİ, bilinçtir, SEVGİ insan olmaktır.


Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 9 aktif kullanıcı var. Applebot, Google
(0 Üye - 7 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 345

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 728

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,574

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,173

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,356

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,676

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,677

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,001

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,566

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,727
Task