Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: intikamcı
12-19-2012, Saat:12:42 AM
Yorum Yok
OSMANLI ZAMANINDA ILK TIP OKULUNU SULTAN 2'İNCİ MAMHUT AÇMIŞTIR (1827)

[Resim: mh9lk.png] Yeniçeriliğin kaldırılışından iki yıl sonra, 1827’de ilk tıp okulu “Tıphâne-i âmire” adı altında açıldı. Bunun hemen arkasından (1828 ya da 1829’da) “Cerrahhane” adı altında bir okul daha açıldı. 1831’de bunların ikisi de ıslah edildi. Cerrahhane’nin ıslah, için Avrupa’dan (Berlin’de ve Petersburg’da ameliyatları ile ün kazanmış) bir profesör olan Sade de Galiere davet edildi.

Fakat asıl Tıbbiye’nin kuruluşu, 1838’de bu iki okulun birleştirilmesiyle başladı. Buna yerli ve Avrupalı hocalar tayin edildi. Burada da, o zamana dek hekim yetiştiren ve 1555’te Kanunî Süleyman tarafından kurulan Süleymaniye Tıp Medresesi’nin yetiştirdiği hekimlerin yer aldığını görürüz.

Bunların biri Cerrahhane nâzırı olan Müneccimbaşı Osman Saip Efendi, öteki 1838’de Tıbbiye’nin kuruluşuna memur edilen eski hekimlerden Abdülhak Molla ve ağabeyi Mustafa Behçet Efendi’dir.

Tıp hocaları arasında adına rastladığımız ve ulemâdan bir zatın oğlu olan Müneccimbaşı Osman Saip Efendi anatomi okutuyordu. 1852’ye kadar telif ve tercüme olarak tıp eserleri yazmıştır. Öteki bir öğretim üyesi Hafız Mehmet Efendi, profesör yardımcısı ve frengi üzerine Batı dillerinden çevrilmiş bir eserin yazarıydı.

Ulemâdan olan bu zatlardan başka tıp hocaları olarak Rum Konstantin Efendi, Abdülhak Molla’nın asistanı Doktor Stefan (Istefanaki), Fransızca okutan Ermeni Doktor Boğos vardı.


1-TDV. İslam Ansiklopedisi, Hekimbaşı Maddesi, c.XVII, s.160.
2-Bahaddin Ögel, Türk Kültürü'nün Gelişme Çağları, istanbul 1988, s.655.
3-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Cevdet Sıhhiye Tasnifi, Nu.1287.

4-“Türkiye’de çağdaşlaşma”, Niyazi Berkes
Yazar: intikamcı
12-19-2012, Saat:12:36 AM
Yorum Yok
Bir Osmanlı Kalyonunun Yapım Teknolojisi: Şehbaz-ı Bahrî Örneği.

[Resim: cOs2a.jpg] XVIII. yüzyıl yelkenli gemilerin, özellikle de kalyonların en parlak dönemlerinden biridir.

Kalyonların donanmanın bel kemiğini oluşturmasına karar verilmesiyle başlayan yeni dönemde bahriyenin bu yeniliğe göre tanzim edilmesi gerekmişti. İlk ciddi düzenleme 1701 tarihli Bahriye Kanunnâmesi ile hayata geçirilmiş oldu.


Binlerce kerestenin ve yüzlerce topun bir arada uyumlu olacak şekilde tasarlanıp denizlerde seyreden Osmanlı kalyonlarının gövde yapılarının nasıl olduğu konusu bugün hala gizemini korumaktadır.

Şehbaz-ı Bahrî kalyonunun gövdesinin gerçekte nasıl olduğunu aydınlatacak herhangi bir plan bulunamadığı için gövdenin şekli ve kalyonun özellikleri ancak 1737’de Keyfiyet-i Rusya adlı eserde minyatür şeklinde olan görüntüsünden ve mevcut kereste listelerinden yapılan çıkarımlarla ifade edilebilir. Şehbaz-ı Bahrî kalyonu 1758’de fesh edildiği bilinmektedir. Ortalama kalyon ömrünün yirmi ila yirmi beş sene arası olduğunu kabul edildiğinde geminin yapımına 1733 ya da 1734 tarihinde başlanmış olabileceği düşünülebilir.

Kalyonların gövdelerini tasarlayanlar ve planlayanlar Tersâne-i Âmire mimarları adı altında örgütlenen mimarlardı.

İlk etapta kurulan parça omurgaydı. Omurgada ve gemi yapımında kullanılan en sert kerestelerden biri meşe ağacıydı. Bu ağacı omurga yapımı için elverişli olan karaağaç izlerdi. Baş bodoslama, kıç bodoslama ve omurga bileşimi geminin omurgasını formüle ederdi. Omurganın üzerine binen kaburgalar ıskarmoz olarak adlandırılırdı. Kalyonlarda kullanılan borda keresteleri ortalama 5 ila 7 m arasında değişmekteydi. Kaburgalar bu kerestelerle birbiriyle örtüşecek şekilde montelenirdi.

Tüm kalyonlarda olduğu gibi Şehbaz-ı Bahrî kalyonu da direkleri sağlama almak için sabit donanıma, yelken ve serenlere kumanda edebilmek için hareketli donanıma sahipti.

Sabit donanım sisteminin direklerin gerilimini emen bir fonksiyonu vardı. Bunlar genel olarak çarmıklar, istralyalar ve patrisalardı. Bu halatlar her zaman gergin ve sabit bir pozisyondaydı. Şehbaz-ı Bahrî’nin toplam 16 çarmığı vardı. Patrisalar tam olarak kestirilmese de 10 tane ana istralyası bulunmaktaydı.

Hareketli donanım sisteminin fonksiyonu ise seren direkleri ve yelkenler arası kumandayı sağlamaktı.

Şehbaz-ı Bahrî 44 toplu karavele kalyon sınıfına dahil bir kalyondu. Döneminin en güçlü gemilerinden olmasa da gemi donanmadaki diğer ana harp gemilerinden çok daha hızlı ve kıvraktı. Şehbaz-ı Bahrî’nin yirmi senelik ömrünü 1758 tarihinde tamamlandığı görülmektedir.

M.Sinan DERELİ: İstanbul Üniversitesi Akdeniz Dünyası Araştırmaları
Yazar: mevthawk
12-16-2012, Saat:09:28 PM
Yorum Yok
[Resim: kFapB.jpg?2] Kürşad, 621 senesinde Çinli eşi İ-çing Katun tarafından zehirlenerek öldürülen Doğu Göktürk Devleti kağanı Çuluk Kağan'ın küçük oğludur. Çuluk Kağan'ın ölümünden sonra kardeşi Bağatur Şad, Kara Kağan adını alarak hükümdar oldu ve ağabeyinin Çinli eşi ile evlenerek Ötüken'deki Türkler arasında huzursuzluğa yol açtı... Bir tarafta Çinliler, diğer yanda da Sırtarduş Bayurku, Dokuz Oğuz, Uygur gibi Türk boylarının Göktürklere başkaldırıp savaşmaları ve ayrıca İ-çing Katun'un Ötüken'de esir durumda yaşayan Çinli azınlığa destek çıkarak bunların zenginleşmesini sağlaması sayesinde giderek zayıflayan ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkler, 629 senesinde Çinlilerle yaptıkları savaşta tuzağa düşerek yenilince Doğu Göktürk Devleti yıkıldı. Başta Kara Kağan ve Kürşad olmak üzere binlerce Göktürk Çinlilere esir düşerek Çin'in başkenti Siganfu'ya götürüldüler ve orada kendilerine tahsis edilen bölgede yaşamaya mecbur edildiler. Türkleri asimile edebilmek amacıyla Göktürk soylularını hassa ordusunda subay olarak görevlendiren Çinlilerin bu taktiği bir işe yaramamış, Türkler bağımsızlıklarına kavuşup yeniden devlet kurmak amacıyla fırsat kollamaya başlamışlardır. Kürşad da Çin hükümdarının ordusunda subay durumundadır fakat kılıcını milletinin özgürlüğü için çekeceği günü beklemektedir. Esaretin beşinci yılında Kara Kağan kahrından ölür. Esaretin onuncu yılında, yani 639 senesinde, Bozkurt soyunun en büyüğü konumundaki Kürşad durumun iyice kötüye gittiğini görerek kırk çerisi ile birlikte ihtilal yapmaya karar verir. Geceleri kılık değiştirerek Siganfu sokaklarında tek başına dolaşma adeti olan Çin hükümdarı Tay-tsung'u yakalayarak rehin almaya ve bu sayede Çin sarayına girerek orada bulunan Kürşad'ın ağabeyinin oğlu Urku Tigin'i kurtarıp, toplayabildikleri kadar Türk ile birlikte Ötüken'e giderek tekrar devlet kurmaya, Urku Tigin'i de kağan ilan etmeye karar verirler. Bu uğraşta başarılı olurlarsa budun kurtulacak, başaramazlarsa da dökülecek kanları geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Fakat ihtilal için harekete geçtikleri gece sağanak halinde yağan yağmur yüzünden Çin hükümdarı sarayından dışarı çıkmaz. İhtilali ertelemenin sakıncalı olacağını düşünen Kürşad, kırk çerisiyle birlikte Çin sarayına yürür, amacı sarayı basarak hükümdarı esir almaktır. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında yüce dileğe doğru yürüyen kırkbir Türk yiğidi sarayın kapısına vardıkları anda cenk başlar. Yüzlerce Çinli askeri öldürürler ama binlercesi üzerlerine saldırmaya devam eder. Göktürklerin bir kısmı sarayın içinde savaşırken şehit olur, sağ kalanlar ise Kür Şad'ın önderliğinde saraydan çıkarak Vey ırmağına doğru ilerlerler, niyetleri ırmağı geçerek Ötüken'e doğru at koşturmaktır. Ama sağanak halinde yağan yağmur yüzünden yükselen sular köpr</acronym>üyü sürükleyip götürdüğü için karşıya geçemezler ve peşlerinden gelen Çin ordusu ile son kez cenke tutuşurlar. Binlerce Çinli askere karşı savaşan bir avuç Türk yiğidi peş peşe uçmağa varırlar. Sadece Kürşad sağ kalmıştır, tek başına Çin hükümdarlığına karşı savaşmaktadır. En sonunda O da şehit olur fakat elinde kılıcıyla atının üzerinde durmaktadır, öldüğü halde yere düşmemiştir... Kürşad ölmüş fakat yenilmemiştir...

Kürşad ve kırk çerisinin yaptıkları ihtilalden sonra korkuya kapılan Çinliler, Siganfu'daki bütün esir Göktürkleri mecburen serbest bırakırlar. Göktürkler kırküç yıl boyunca dağınık bir şekilde yaşarlar, bazı Göktürk soyluları yeniden devlet kurma girişiminde bulunsalar dahi başarılı olamazlar... Fakat 682 senesinde Bozkurt başlı sancak tekrar kaldırılır ve Kutluk Şad (İlteriş Kağan) ile Bilge Tonyukuk İkinci Göktürk Devleti'ni kurarlar...
Yazar: gakko
12-14-2012, Saat:03:31 PM
Yorum Yok
Hackerlardan inanılmaz tuzaklar

[Resim: ffh.jpg] Hackerler, şirketlerin ticari bilgilerini çalmak için inanılmaz yöntemler kullanıyor.

Şirket çalışanlarına, "Maaşınız azalacak, dikkat edin" maili atıp bilgileri kopyalayan hackerlar, zaman zaman da tuzağına düşürdürmek istedikleri şirketlerin kapılarına bedava USB bellek bırakıyor.
Bu USB bellek şirketin bilgisayarına takıldığında bir program vasıtasıyla tüm bilgileriniz hackerların eline geçiyor.
Bursa Girişimci İşadamları Derneği'nde (BUGİAD) işadamlarına eğitim veren BİDA Bilgi Teknolojileri Şirketi Yöneticisi Fatih Göktaş, bilgisayar kullanıcılarının yarısının verilerinin çalındığını tahmin ettiklerini belirterek, “Ama kimse verilerinin çalındığını bilmiyor. Daha sonra farkına varacaklar” dedi.
"Dünyada hızla yayılan internet teknolojisi insan hayatına kolaylıklar getirdiği gibi bazı hackerler için de ekmek kapısı haline geldi" diyen bilgisayar güvenliği uzmanı Fatih Göktaş, "Hackerlar, hesaplarına internet kanalıyla girerek binlerce şirketi milyonlarca lira zarara uğrattı. Rakip şirketler tarafından da veri hırsızlığı yaptırılan hackerların tuzakları duyanları hayretler içerisinde bırakıyor. İnternet üzerinden bazı şirketleri gözlerine kestiren hackerlar, ilk önce farklı yöntemlerle hesaplara girmeye çalışıyor. Güvenlik duvarını kıramayan hackerlar, şirket çalışanlarına bazı mailler atarak mesajdaki dosyayı açmalarını sağlıyor. Çalışanların dikkatini çekecek ve hiç düşünmeden maili açabilecekleri mesajlar yazan hackerlar, "Maaşınız düşecek. Dikkat edin" yazarak şirket personelin maili açmasını sağlıyor. Bir anlık dalgınlıkla maili açan personel sayesinde hackerlar şirket hesaplarına kolaylıkla ulaşıyor" şeklinde konuştu.
"YERDE BULDUĞUNUZ FLASH BELLEKLER TUZAĞIN BİR PARÇASI"
Hackerlar, verilerine ulaşmak istedikleri şirketin kapısına bıraktıkları USB aygıtlar ile de hırsızlık yapabiliyor. Şirket çalışanlarından birisinin yerde gördüğü USB belleği, iş yerinde bir bilgisayara takması hackerlerin hedefine ulaşmasını sağlıyor. Aygıt içindeki bir program sayesinde hackerler, şirketlerdeki bilgisayarlar üzerinden her türlü veriye anında ulaşabilme imkanı buluyor.
Dünyanın her yerinde görülen bu tuzakların Türkiye’de de olduğunu belirten BİDA Şirketi Yöneticisi Fatih Göktaş, bilgisayar kullanıcılarına her gelen maili açmamaları uyarısında bulundu. Maillerin içinde tuzakların olabileceğini kaydeden Göktaş, internetteki veri hırsızlığının Türkiye’de önemli boyutlara geldiğini vurguladı. Kredi kartı bilgilerinin her yerde paylaşılmaması gerektiğini söyleyen Göktaş, cep telefonları ile arayarak bazı bilgiler isteyenlerin bilgi hackerı olabileceğini de anlattı.
"FACEBOOK’TA VERİLERİNİZ ÇALINABİLİR"
Hackerların genellikle bir firmanın sistemine girmek istediğinde ‘facebook’ gibi sosyal paylaşım sitelerinden faydalandığını belirten Göktaş, “Hacker, bu sitelerde o firma ile ilgili yazılara ulaşmak ister. Personeller arasındaki mail trafiğini görebilir. Personel arasındaki sohbeti görebilen bir hacker, amacına bir adım daha yaklaşabilir. O firmanın yapısını bile Facebook’tan görebilir. Sosyal paylaşım sitelerinde firmanızla ve kendinizle ilgili özel bilgileri paylaşmayın. Bu yapılırsa bazı kötü niyetlerinin elinde silah olabiliyor. Bunların birçok emsalini gördük. Firmalar buradan milyonlarca lira kaybetti. En son büyük bir firmanın sosyal paylaşım sitelerindeki bilgiler sebebiyle 60 milyon dolar zarara uğradığını biliyoruz. Sosyal paylaşım siteleri sadece arkadaşlık için kullanılmalı. Özel bilgiler paylaşılmamalı” dedi.
"DEDEKTİF HACKERLAR"
Hackerlerin bankalar vasıtasıyla da dolandırma yöntemleri geliştirdiğini kaydeden Göktaş, şöyle devam etti:
“Bankaların ismini kullanarak mail atan hackerlar özel bilgileri ele geçirmek isteyebilir. Son zamanlarda veri hırsızlığı büyük bir platformda yapılıyor. Bunun için özel dedektifler tutulduğunu bile görebiliyoruz. Dedektifler, ayrılan çiftlerin şahsi hesaplarının incelenmesi açısından sosyal mühendislik yaparak kişilerin hesaplarını değiştirip değiştirmediğini araştırıyor.”
"FİRMALARA PARA KARŞILIĞINDA VERİLERİNİ GERİ VERİYORLAR"
Özellikle sosyal paylaşım sitelerini kullanan hackerlar, şirketlerden çaldıkları verileri para karşılığı tekrar şirkete geri satabiliyor. Göktaş, dünyadaki tüm internet kullanıcılarının bu riskin altında olduğuna işaret ederek, “Bilgisayarlar gelen casus bir yazılım, bilgisayardaki verilerin başka bilgisayarlara göndermesine sebep oluyor. Bu hackerler çete gibi çalışıyor. Rakip firmalarla anlaşarak büyük paralar karşılığında bu tuzağı kurabiliyor. Verilerin bir kopyasını alan hackerlar, diğer kişiye pazarlayıp satıp para kazanıyor. Halbuki mağdur firma, tuzağın farkında olmadığı için bir kaybının olmadığını düşünüyor. Her maili açmayın. Bankalar mail yöntemiyle hiçbir bilgiyi istemez” açıklamalarında bulundu.

kaynak:timeturk


Yazar: mevthawk
12-14-2012, Saat:12:28 PM
Forum: İran
Yorum Yok
Bu makale Rus Ordusuna ait askeri haberler veren web sitesinden alınarak Erdinç Çelik tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Rusçam ingilizce kadar gelişmiş olmamasına rağmen iyi bir tercüme yaptığıma inanıyorum, hatalar varsa kusura bakmayın.

[Resim: 598611_458984167471087_471091723_n.jpg] İran'ın yeni insansız hava aracı ödülü

Geçen yıl Aralık ayı başlarında, İran ordusu bir Amerikan keşif dronu'nu (İnsansız Hava Aracı) olan Lockheed Martin RQ-1


70 Sentinel'i başarılı olarak ele geçirdiğini bildirdi. Dron sözümona sahip olduğu GPS'li navigasyon sistemine karıştırma yapılıp yanlış sinyal gönderilerek Afganistan'daki bir ABD üssüne iniş yaptığı düşündürülerek İran hava alanına iniş yaptırıldığı söyleniyor. İşlemin diğer ayrıntıları rapor edilmedi. İran'ın askeri müdahalesinden birkaç ay sonra bundan tam olarak alınan dersin anlaşılamamış olduğu söyleniyor ve benzer olay tekrar meydana geldi.

İronik olarak, yeni gerçekleşen olay Amerikan dronu'na başarılı müdahalenin üzerinden tam bir yıl sonra meydana geldi. 4 Aralık tarihinde Devrim Muhafızlarından Tuğamiral A.Falavi İran silahlı kuvvetlerinin elinde insansız Boeing ScanEagle (Tarayıcı Kartal) İHA olduğunu söyledi. Amiral İran karasuları üzerinde uçuşu sırasında cihazı ele geçirdiklerini söyledi. Ancak hangi ülkeye ait olduğunu söylemedi. Bir yıl önce "Sentinel"de olduğu gibi ScanEagle'ın İHA kontrol sinyalleri taklit edilerek ele geçirildi ve İran askeri üssüne indirildi. İranlılar yakalanan uçakların Körfezi'ndeki halen devriye gezen Amerikan gemilerinin birinden kalktığına inanıyor. Koramiral ifadesine kanıt olarak yakalanan drone ve İranlı uzmanları resmeden, fotoğraflar basına verildi.

Geçen yıl olduğu gibi, ABD'li yetkililer yakalanan dronun İranlıların eline geçtiğini kabul etmeleri zor ve yavaş oldu. Üstelik hepsi ScanEagle'ın kalktığı yer ve uçuş sırasında herhangi kaybı hakkında bilgiye sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Hatta ellerindeki İHA'ların yabancı devletlerin kara ve hava sularına girmediğini ve halen yabancı toprak parçası üzerinde uçan İHA olmadığını da belirttiler.

İranlılar ABD'nin resmi beyanlarını aslında kabul ediyorlar ve drone'nu üreten firma Amerikan firması olmakla birlikte ABD'ye ait olduğunu gösteren üzerinde herhangi bir iz yok. Amerikalılara ait yakalanan İHA demiyorlar ve bunu net şekilde belirtiyorlar. Bu keşif uçaklarında hangi ülkeye ait olduğunu gösteren işaret olmaması standart bir uygulamadır ve aslında pek çok sorunu önler.

ScanEagle İHA'sı öncelikle keşif amacıyla üretilmiş, üstüne çeşitli ekipman montajı için özel olarak tasarlanmış bir platformdur ve uçurması kolaydır.Cihaz "Kuyruksuz"'dur ve kanatları üzerine yapılan geriye doğru eğik dikey stabileler sayesinde uçuşunu sağlar, geriye doğru kanat açıklığı 3.11 metre vardır. Gövde uzunluğu ise 1.37 metre'dir uçuşa güç vermek için iki beygir gücünde, yakıt depoları ve sabit bir platforma sahip olan bir piston motoruna sahiptir.

ScanEagle'ın yakıtıyla birlikte maksimum yük taşıma kapasitesi (kalkış ağırlığı) 20kg'dır buda İHA'ya sadece günlük kullanım olanağı tanır. Aslında bu yakıt İHA'yı 6 km yüksekliğe çıkartır ve yakıtıyla 100-120 km menzile sahiptir. Ancak makina 6 km yüksekliğe çıktığında motorunu kapatır ve planör uçuşuna geçerek hava akımlarını kullanarak süzülür. Tüm nedenlerle uzun menzilli istihbarat ve yere istihbarat geçmek mümkün değildir. Temel Uçuş modu - otomatiktir. Makinenin belleğine uçuştaki geçiş noktalarının koordinatları referans dotları ile rotaları yüklenebilir.

İHA'nın operatörü gerekirse uçuş başladıktan sonra acil olarak makinayı üsse çağırabilir veya başladıktan sonra uçuş programını değiştirebilir veya, bir noktadan diğerine uçurabilir. ScanEagle Skyhook kullanımı ile araziye monteli bir pnömatik mancınık dan atılır. İkinci kullanımı ise gemidendir, aynı şekilde gemiden masta monteli şekilde fırlatılır inişte ise aracın altında bulunan kanca vasıtasıyla yerdeki veya gemideki gerili bir ipe tutunarak yakalanır veya iniş yapar. İniş işlemi otomatik gerçekleştirilebilir.

ScanEagle projesinin en ilginç noktalardan biri X-bandında çalışan, özel bir minyatür NanoSAR radarıdır. Yaklaşık bir kilogram ağırlığında olan bu istasyon, küçük bir ayakkabı kutusunun boyutundadır. Radarı sayesinde sentetik görüntü oluşturarak 3300 metreye kadar mesafelerde çevreleyen alanı "görebilir". Sistemin son sürümlerinde NanoSAR kontrol paneli bilgileri işlemek için gönderilen yeni bir bilgisayar sistemi de monte edilmiştir. Bu yeni bilgisayar sistemi sayesinde sinyal bant genişliği gereksinimlerini azaltır ve dolayısıyla, bir veri bağlantısı biraz daha güvenli hale getirilir. Gerekirse NanoSAR radarı çok basitçe çıkarılarak yerine optik veya termal görüntüleme sistemi takılabilir. Ancak asıl donanım NanoSAR radarıdır.

Dron'un ele geçirilmesinden sonra İran'ın gelecekteki planları arasında ABD drone'larından ele geçirilen bilgileri kamu oyu ile paylaşmak var. Görünüşe göre, kupayı en azından bir kaç gün önce İran kazanmış gibi. İran'lıların açıklamalarına göre İHA'ların zaten tasarım, analiz ve gizli bilgilerini çözmüş durumdalar. İHA'lar yakında İran ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki hukuki anlaşmazlığın problemin temel sebebi olabilir.İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı A.A.Salehi resmi bir protesto ilamı verdi ve uluslararası mahkemelere başvurabileceklerini belirtti. ABD'den gelecek özrün kabul edilmeyeceğini ve bunun yetersiz olduğunu yanı sıra İran'ın hava sahasını ihlale son verilmesi gerektiğini ve bunun ilk kez olmadığını açıkladı.

Ancak, mahkeme işlemleri bazı hoşnutsuzluklara yol açabilir ve bu husus İranlıları engelliyor olabilir bunun nedeni ise İran'lı uzmanların ScanEagle'a yapılan karıştırmayı ve ele geçirilmesini sadece bir kaç saat içerisinde İran Medyası ve basınından ilan etmiş olmaları. Televizyonda ve İran medya raporlarında ScanEagle'ı durduran cihazların gösterilmesi, yazılım korumasının kırılması, ele geçirilen sistemin teknik parçalarının deşifre edilmesi, İHA'lardan elde edilen görüntüleri kesmek için gönderilen sahte görüntülerin yer alması. Yapılacak bağımsız yargılamayı İran'ın aleyhine çevirebilir ve ABD İHA'larının bilerek yoldan çevrilerek İran topraklarına sokulduğunu iddia edebilir. Aslında İran yakında ABD İHA'larından elde ettiği uçuş verilerini yayınlayacak ve Tahran İHA'ların yolundan çevrilmesi ilgili birşey olmadığını belirtecek. Bu sonuçlar yayınlandığında ne olacağını tahmin etmek zor değil.

Aslında Birleşik Devletleri sadece olası bir olayın kurbanları arasında olabilir. Sınırlı miktarda ScanEagle İHA'sı Kanada, Kolombiya, Hollanda ve diğer ülkelere satılmış durumda. Suudi Arabistan'ın bu araçlara sahip olduğuna dair kullanılabilecek kanıt yoktur ancak İran'lıların incelemesi sonucu ScanEagle'ın Suud'lardan geldiği ortaya çıkarsa ortaya ilginç bir durum çıkacağı muhakkaktır. Son yıllarda Tahran ve Riyad arasındaki ilişkiler büyük ölçüde bozuldu, dolayısıyla drone olayı Araplar ile düşmanlıkları artırabilir. Ancak, İran'ın için (ve Ortadoğu'da son siyasi olayların ışığında) düşmanı ABD ile uğraşmak daha karlıdır.

Aynı zamanda yine Suudi Arabistan kaynaklı güvenilir bir bilgiye göre yakalanan ScanEagle gerçekten Amerikalılar ait olabilir. Çünki ScanEagle'da bulunan NanoSAR radarı sadece ABD'nin sahip olduğu modellerde var ve radar verilerinin ölçüm aralığına göre İHA'nın uçuşu ABD'nin ifadesiyle Nötür sular üzerinde gerçekleşmiş. Yani buda gösteriyorki ScanEagle'nın sadece ABD'nin sahip olduğu kıyıdan uzak yerlerdeki gemi platformlarından kakış yaptığını gösteriyor. Ve de gemi platformundan izlenebildiğini gösteriyor. Tabiiki asıl amacı kara keşfi.

Dünyanın önde gelen havacılık şirketlerinden birisi tarafından yapılan/üretilen dronu sağlam olarak ele geçirmek İran'ın teknoloji düzeyi hakkında çok şey söylüyor. Aslında İran'ın tek başına veya birisinin yardımı ile İHA ile başa çıkmak için ekipman yapabileceğinin ve pratik bir uygulaması olduğunu herkese gösteriyor. Bu da zaten İranlı savaşçıların radyo sinyalleri teknolojileri (cephesi) hesabına muazzam bir atılım ve ilerleme içinde olduklarını göstermektedir. Bunun ödülü de ABD dronu olmuştur.

Amerika Birleşik Devletleri'nin savunma alanında da, benzer yönde çalıştığını söylemek gerekir. Bu yaz, Teksas Devlet Üniversitesi dünyaya GPS Spoofer (GPS Kasırgası) olarak bilinen cihaz tanıttı. Bu cihaz GPS sinyalini yanlış yönlendirmek veya kesmek için tasarlanmıştır. İnsansız hava araçlarının kullandığı GPS uydu sinyallerini kendi istenen koordinatlar doğrultusunda yönlendirmeye başlar yani sahte sinyal yayar. Bu nedenle İHA rotasından sapar ve yanlış yöne sevk olur. Özellikle dikkat çeken olay Texas üniversitesi araştırmacılarının serbest piyasada rahatlıkla bulunan bileşenleri kendi GPS Spoofer cihazında kullanmış olmasıdır.

Amerikalı bilim adamlarının yaptığı denemeler uçağın ele geçirilebileceğini ortaya koydu. Böylece İranlılar sadece kolay tespit edilemeyen yabancı uçakları tespit etmekle kalmadıklarını ispat ettikleri gibi onları kendi hava alanlarına iniş yaptırma konusunda yetenekli olduklarını ispat ediyorlar. Bu nedenle Amerikalılar, Araplar veya israilliler, İran hava sahasına insansız düşman uçağı gönderme konusundaki görüşlerini yeniden gözden geçirmeleri hususunda düşünmeleri gerekiyor. Aksi halde İslam Cumhuriyeti ödüller listesini yeni uçak sergileri ile artırabilir.
Yazar: intikamcı
12-12-2012, Saat:09:00 PM
Yorum Yok
Kullanmayın şu uygulamayı. Sonra kayboluyorsuz böyle... Smile)

[Resim: JJuiU.jpg?1] Avustralya'da Apple'ın harita uygulamasını kullanarak kaybolan bir grup insan, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Apple'ın harita uygulamasının dertleri bitmek tükenmek bilmiyor. Her ne kadar özür dileyip, uygulama üzerinde çalışmalar yapacaklarını söyleseler de, görülüyor ki işler hala berbat gidiyor. Şimdiye kadar birçok kaybolma haberi çıkmıştı. Sanırız en ciddi olanı bu.
Şehirden ayrılıp, Apple'ın harita uygulamasını kullanarak yola çıkan altı kişi, istedikleri hedeften kilometrelerce uzakta, bildiğimiz "dağ başında" bulmuş kendilerini. Yemek ve su olmadan 24 saat geçiren grup, Avustralya polisinin yardımıyla kurtulmayı başarabildi.
Kurtarma operasyonunun ardından açıklama yapan polis, Apple'ın harita uygulamasının yerine, diğer harita uygulamalarının kullanılması gerektiğini bildirdi. Zira kullanıldığı sürece daha fazla kaybolma vakaları yaşanabilir.
Yazar: intikamcı
12-12-2012, Saat:08:41 PM
Yorum Yok


[Resim: lXCL1.jpg]
Rus YotaPhone şirketi hem ön, hem arka yüzeyinde ekran bulunan bir akıllı telefon üretiyor.

Akıllı telefon üreticileri, telefonları farklılaştırmak için gerek tasarım, gerek donanım, gerekse işlevsellik yönlerini geliştirmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu yarış esnasında bazen ortaya öyle cihazlar çıkıyor ki, şaşırmamak elde değil. Rus telefon şirketi YotaPhone'un modeli de, çizgi dışına çıkan ilginç bir telefon.
Firmanın hazırladığı akıllı telefon, her iki tarafında birer adet ekran bulunuyor olmasıyla dikkat çekiyor. Ön yüzeyinde 4.3 inçlik 720 x 1280 piksel LCD ekran varken, arka tarafında yine 4.3 inçlik fakat 200 ppi değerinde E Ink adı verilen özel bir ekran taşıyor. E Ink ekranlar, çok çok az güç tüketiyor olmalarıyla dikkat çekiyorlar. Sadece siyah, beyaz ve gri tonları verebilen bu ekranlar, aslında manyetik bir sistem ile çalışıyorlar.



Fikir aslında çok hoş. Güç tüketimi sıfıra yakın olan bu ekran, arka tarafında sadece tasarım oluşturmak amacıyla kullanıldığında bile gayet ekstra bir görünüm sağlayacaktır. Mesela telefonun arka yüzeyine istediğiniz resmi, siyah - beyaz olarak koyabilirsiniz. Ya da güzel bir yazılım desteği ile ciddi anlamda işlevselleştirilebilir. Bu arada belirtmekte fayda var, E Ink ekranlar LCD gibi hızlı tepki veremiyorlar. Yani akıcı görüntü ya da menülerde gezinme gibi bir imkanınız pek yok. Fakat ekran, sadece görüntü değişikliği yaparken enerji harcıyor. E Ink'in dikkat çeken bir diğer özelliği de, gözü yormuyor olması. Yani elektronik kitap okumak için bire bir.
Telefonun diğer özelliklerine baktığımızda, hemen hemen Sony Xperia V gibi bir tablo ile karşılaşıyoruz. 1.5 GHz Snapdragon S4 işlemci, 2 GB RAM, 32 GB dahili depolama, LTE, 12 megapiksel kamera, 720p ön kamera, 140 gram ağırlık, 2100 mAh batarya, Android 4.2 işletim sistemi...
Her şey iyi güzel, fakat çıkış tarihi biraz sıkıntılı. Bu ilginç telefonu, anca 2013'ün 3. çeyreğinde kurcalayabiliyor olacağız.
[Resim: SoKOP.jpg]
kaynak:teknokulis.com

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 3 aktif kullanıcı var.
(0 Üye - 3 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 347

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 743

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,575

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,176

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,357

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,677

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,679

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,005

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,569

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,730
Task