Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: gakko
12-23-2012, Saat:01:13 PM
Yorum Yok
Seksen yaşına merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işadamı olan oğlu salonda oturuyorlardı.
Hal hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.

O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.

Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
Bu ne oğlum?´
Oğlu şaşkın, cevapladı: O bir karga baba.´
Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
Bu ne oğlum?´
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ´Baba, o bir karga´
Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu.
Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
Bu ne?´
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ´O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?

Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti: ´Baba bunu neden yapıyorsun?
Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?´

Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümsemeye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:

Sayfada şunlar yazıyordu :
Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.

Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu…´

Ana babanın iyiliği için onlara sert davranan rızalarını almış olmaz, aksine onları üzmüş olur. Bir âyet-i kerime meali şöyledirSadRabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile deme, ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş! Onlara acı, tevazu kanadını ger! “Rabbim, küçükken beni
yetiştirdikleri gibi, sen de onlara merhamet et” diye dua et!

[Resim: Ain5b.jpg]
Yazar: gakko
12-23-2012, Saat:01:10 PM
Yorum Yok

"Kız kardeşim 2-3 yaşlarındaydı. Adı Xece (Hacer). Bizi Ovacık'ta toplamış kafileler halinde Hozat üzerinden Elazığ'a götürüyorlardı. Yüzlerce belki binlerce insan. Yara bere içinde, aç susuz, perişan. Ben 13 yaşlarındaydım. Her şeyi bugün gibi hatırlıyorum. Subaylar güzel kız çocukları almak istiyorlardı. Kız kardeşim çok güzeldi. Bir subay kız kardeşimi annemden zorla almak istedi. Annem vermedi. Pertek köprüsüne geldiğimizde orada mola verildi. Aynı subay tekrar geldi ve annemden zorla aldı. Ağladı. Ne yaptıysa aldı. 'Evlatlık alacağım. Ona bakacağım,' dedi subay. Sadece kız kardeşim alınmadı tabii. Çok kız çocuğu alındı. Aynı zamanda amcamın kızı da alınıp götürülüyor. Amcamın kızının adı Tege idi."

Xece'nin, Tege'nin başına gelenler 'münferit olay' değil. 1937/1938 "Tunceli Harekâtı"ndan sonra çok sayıda kız çocuk ailelerinden alındı - kimisi zaten anne babasız kalmıştı. Yatılı okullara verildiler, bazıları da subaylara veya bürokratlara evlatlık olarak teslim edildi. Aslında 1926'dan 1950'ye kadar değişen yoğunluklarla süren bu uygulama, Dersim kırımının vahim cephelerinden biridir.

Ailesinden, kökünden koparılmış insanların çile dolu hikâyelerinden parçalar... Annelerin çocuklarından, hatta bazen kendilerinden sakladıkları sırların hikâyeleri...
[Resim: n8QnA.jpg]
Nezahat Gündogan/Dersim'in Kayıp Kızları
Yazar: gakko
12-23-2012, Saat:01:06 PM
Yorum Yok
85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

Doktor- “içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?”

Adam- “Evet,eşim.”

Doktor- “Ama bayan 25 yaşlarında…”

Adam- “Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?”

Doktor- “Yoo, aklıma benim dedem geldi de.”

Adam- “Nesi varmış dedenizin?”

Doktor- “Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü…”

Adam- “Olur mu, başkası vurmuştur onu.”

Doktor- “Ben de onu diceğim de nasıl denir beceremedim işte ..
[Resim: caYzX.jpg?1]
OKUDUYSANve BEĞENDİYSEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIRMISIN?
Yazar: ahmetsahin
12-22-2012, Saat:02:08 PM
Yorum Yok
FÜZECILIGIN ATASI..

[Resim: QXnsV.jpg] FÜZE ILE UCAN ILK TÜRK OSMANLIDIR...
(
Osmanli alimi,füzeciligin atasi,ilk ucan Türk
Lagari Hasan Celebi`in Türk Hava Kurumu Müzesi`ndeki heykeli..)
Osmanli,egitimden,medeniyetten yoksun orta cag karanliginda mi yasiyordu?

Lagari Hasan Çelebi

Doğum 17. yüzyıl

Vatandaşlığı Osmanlı
Dalı Havacılık


Lagari Hasan Çelebi, füzeciliğin atası sayılmaktadır. Füze ile uçan ilk Türk’tür. 1633 yılında IV. Murad’ın kızı Kaya Sultân’ın doğduğu gece yapılan şenlikler sırasında füzeyle uçma hünerini gösterdi. Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâmesinde anlattığına göre, Hasan Çelebi 50 okkalık barut macunuyla dolu 7 kollu, kendi îcadı olan bir fişeğe binerek yardımcılarının ateşlemesiyle uçmayı başarmıştır. Füzenin barutu bitince de daha önce hazırlamış olduğu kanatları açmış, Sinan Paşa Sarayı önünde denize inmiştir. Bu gösteri üzerine IV. Murad tarafından mükâfatlandırılmış, sipahi sınıfına yazdırılmıştır. Daha sonra Lagarî Hasan Çelebi Kırım’a gitmiş, orada Selâmet Giray Hanın yanında ölmüştür.

Evliyâ Çelebi, Seyahatnâmesinde Roketle uçma olayını şu şekilde anlatmaktadır:

“Murad Hân’ın Kaya Sultân isimli kızı dünyaya geldiği gece akika kurbanı şenliği oldu. Bu Lagarî Hasan elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişek îcad eyledi. Sarayburnu’nda Hünkâr huzurunda fişenge bindi ve şâkirtleri (yardımcıları) fitili ateşlediler. Lagarî, “Padişahım seni Huda’ya ısmarladım. İsa Nebi ile konuşmağa gidiyorum” diyerek semaya fırladı. Yanında olan diğer fişekleri ateşleyip rûy-u deryâyı çırağan eyledi. Fişengi kebirinin barutu kalmayınca zemine doğru inerken kartal kanatlarını açarak Sinan Paşa Köşkü önünde deryaya indi ve padişahın huzuruna geldi. Zemini bûs ederek, “Padişahım, İsâ Nebî sana selam söyledi” diyerek şakaya başladı. Bir kese akçe ihsân olunup 70 akçe ile sipahi yazıldı.”.

Weekly Word News Dergisinin neşrettiğine göre, Norveçli âlim Roffavik, ilk uzay roketinin Türkler tarafından icad olunduğunu batıya kabul ettiren bir araştırma yapmıştır

[Resim: SiHiO.jpg]
Evliya Çelebi, Seyâhatnâme, c. I, sh. 670-671;
Döğen, Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, c. I, sh. 337-338; c. II, sh. 548-549;
Ersoylu, Halil, “Türklerin İlk Uçan Adamları”, sh. 44-46;
14 Aralık 1998 tarihli Hürriyet Gazetesi.
Yazar: ahmetsahin
12-21-2012, Saat:10:43 PM
Yorum Yok
Zamanında Padişahın biri;
[Resim: CLE12.jpg?1]
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim! demiş.

Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;

- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir
yavru. Kaptı mı götürür tabii!..

- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da
pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa,
kral odur tabii!..

- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını
dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.

Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha
bu yalandır dedirtememiş.
Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;

- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın
almıştın. Şimdi geri almaya geldim.
Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!
Yazar: intikamcı
12-20-2012, Saat:11:08 PM
Yorum Yok
Fritz Neumark kimdir? Alman Profesör Neumark tirafları hangileridir? Fritz Neumark nerede görev yapmıştır? Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir. 20 Temmuz 1936′da kurulan ve 1937 yılı yaz sömestrsinde faaliyete geçen İktisat Fakültesi’nde (Umumi İktisat ve Maliye Teorisi Kürsüsü) başkanlığı da yapmıştır. 1952’de döndükten sonra Frankfurt Üniversitesi’nde rektörlük yapmıştır.] Alman Profesör Neumark ile bir kısım talebesi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar. Talebelerden biri Prof. Neumark’a, (Avrupa bizi neden sevmez?) diye sorar. Prof. Neumark şu cevabı verir: (Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince:

1- Müslüman olduğunuz için sevmez.

2- Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.

3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.

4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.

5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.

6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hâkimiyet sağladılar.

7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirirdi, kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet’i, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadeti devam ettirdi.

8- Kilise size kin kusmaktadır, sebepleri yukarıdadır.

9- Ben Türkiye’ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı, şimdi 19 üniversite var. [O tarihteki sayı]

10- Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır.

11- Yine sizler, Avrupa’nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız.)
[Resim: 0mxMz.jpg]
(Kaynak:Rehber Ansiklopedisi)
Yazar: intikamcı
12-19-2012, Saat:09:05 PM
Yorum Yok
Bir baba gittiğinde;
Arkanı yasladığın duvar
Sabahları sıcak ekmek
Okul harçlığı, otobüs bileti
Ciğerinden bir parça gider
Gider de gider...

En sinirli anında bile,
Dudağının kenarında bir gülümseme
Bayramda öpülecek el
Çocuklarımızı sırtında taşıyan
O sevimli dede gider
Gider de gider...

Bir içten "oğlum, kızım" sözünün sahibi
İnatçı bir siyasetçi
Koca bir beden
Çocuk bir yürek
Anneyle yapılan lüzumsuz tartışmalar
Heyecanlı bir taraftar
Çalışkan bir "Adam" gider
Gider de gider...

Bir sarılmaya, bir çift söze bile
Fırsat vermez Azrail
Vakit geldiği zaman
Sadece baban değil
Atan gider
Canın gider
Kanın gider
Gider de gider...

Dolmaz boşluğu kısa zamanda
Hep bir ses ararsın, bir nefes
Bir anahtar tıkırtısı
Yanlış bir iş yapınca
Gözünün içine bakılmasını
Ama sadece beklersin

Çünkü;
Bir baba gittiğinde,
Sadece baban değil;
Bir dostun,
Bir arkadaşın,
Bir sırdaşın,
Bir öğretmenin,
Bir ustan,
Bir yanın gider...
Gider de gider !

[Resim: MIE5L.jpg?2]

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 8 aktif kullanıcı var. Google
(0 Üye - 7 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 346

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 743

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,575

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,176

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,357

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,677

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,679

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,004

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,568

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,730
Task