Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: delidumrul
02-13-2015, Saat:07:19 PM
Yorum Yok
 Bir adam eşine “bu akşam yemeğe çıkalım mı”? Diyor. Eşi ise şöyle cevap veriyor, “Hayır, bu akşam benim yerime git başka bir kadını yemeğe götür…”
Düşünün, kadın “Hayır ben seninle yemeğe çıkmayacağım, başka bir kadınla git.” diyor.
Adam şaşırıyor ve diyor ki “Ben seni yemeğe çıkaracağım, sense bana başka bir kadınla gitmemi söylüyorsun! ? ” Ben bu kadar mezhebi geniş bir adamıyım ki ! Sen bana hangi kadından söz ediyorsun?!”
Eşi, “Annen…” diyor.
Böyle bir anı düşünün. Böyle bir anı hayal edebiliyor musunuz? “Ben bu gün yemek teklifini reddediyorum. Yemeğe lütfen annenle git. Uzun zamandır anneni görmeye gitmedin, onunla vakit geçirmedin, yemek yemedin, bu yüzden annenle git”
Adamın adeta kanı donuyor. Karısının bu inceliği karşısında duyduğu minnet ve muhabbet dolu bir sesle “Ne kadar iyisin, Böyle düşündüğün için Allah senden razı olsun.” Diyor.
Sonra da hemen Annesini arıyor; “Anne hazırlan gelip seni arabayla alacağım, beraber dışarıda yemek yiyeceğiz, sonra da beraber biraz yürürüz”
Annesi duyduklarına inanamıyor! Hayretle “ Gerçekten mi” diyor.
Adam “Evet anne bu akşam yemeği beraber yiyeceğiz. Hadi ben geliyorum…”
Bir saat kadar sonra birlikte bir restorandalar. Kadın o kadar sevinçli ki… Bu akşam onun için sanki bir rüya gibiydi… Nerede ya da ne yedikleri önemli değildi. Sokakta bir kaldırımda bile oturup yemek yeseler onun için hiç fark etmeyecekti.
Onun için önemli olan şey, oğlunun onunla beraber olması, ona karşı bu kadar sevecen davranmasıydı. Eşiyle çocuklarıyla ve işiyle meşgul olmasına rağmen oğlu annesini unutmamıştı.
Oğluyla beraber geçirdikleri bu akşam onun için hayatının en güzel akşamı olmuştu. Eve dönerlerken oğlu annesine dedi ki “ Anneciğim mutlumusun? Bu yemek ve yürüyüş seni memnun etimi ?”
Annesi “evet çok, çok güzeldi, Allah senden razı olsun” dedi.
Oğlu, İnşallah bunu tekrar yapacağım diyecekti ki. Annesi sözünü kesti “ Hayır İnşallah bir dahaki sefere ben seni davet edeceğim.”
Aradan uzun bir zaman geçmişti. Adam çok meşguldü. Bir türlü bir araya gelemediler ve bir süre sonra anne vefat etti.
Oğlu çok üzgündü. Bir zaman sonra, annesini yemeğe götürüşünün tam bir sene sonrası, aynı gün için gittikleri restorandan iki kişilik bir yemek daveti aldı.
Karısı ile birlikte daha önce annesiyle yemek yedikleri aynı restorana gittiler. Yiyecekleri yemeğin hesabı çok önceden ödenmişti. Adam merakla sordu .”Biz kimin davetlisiyiz?” Kendisine bir mektup verdiler, merakla açtı. Mektupta şöyle yazıyordu.
“ Sevgili oğlum…
Allah senden razı olsun. Beni buraya yemeğe getirdiğin akşam seni aynı yere davet edeceğime söz vermiştim. Ama sen o kadar meşguldün ki bunu yapabileceğim müsait bir zamanını yakalayamadım. İşte şimdi verdiğim bu sözü tutuyor seni ve değerli eşini yemeğe davet ediyorum. Allah sizden razı olsun”.
Evet, öykü bu. Şimdi size soruyorum. Anneniz sağ mı?
Onunla beraber vakit geçirin. Ona iyi davranın. Onu kızdırmayın, üzmeyin. Onlara karşı yaptığınız hatalar ve kötü davranışlar için af dileyin.
[Resim: QbsawMF.jpg]
Yazar: delidumrul
02-13-2015, Saat:01:34 AM
Yorum Yok
 Adam otomobil almayı düşünüyor. Gazetedeki ilanlara bakıyor. Derken, o da ne, "250 DOLAR A MERCEDES" Yanlış basılmış deyip sayfaları çeviriyor.
Ertesi gün yine aynı sayfa, yine aynı ilan

"250 DOLAR A MERCEDES"

Hata devam ediyor diye düşünmüş. Ertesi gün yine aynı sayfa, aynı ilan.

"250 DOLAR A MERCEDES"

Bir dakika yaa bir arayıp ikaz edeyim, yanlış yapmasınlar deyip numarayı çevirmiş. Çok kibar ve güzel sesli bir bayan cevap vermiş,

-Buyurun beyefendi.

-Hanımefendi, gazetede bir mercedes ilanı var, siz mi verdiniz?

-250 dolar a yeni bir süper lüks mercedes, bunu soruyorsunuz sanırım Evet, zaten sadece siz aradınız.

-Yani, ilan doğru mu?

-Evet beyefendi, arabayı almak mı istiyorsunuz?

-Yani 250 dolar a mercedes öyle mi..?

-Evet.

-A ar.. arab.. araba ara.. arabayı gö.. gö.. göreb.. görebilirmiyim?

-Tabii adresi vereyim yazın.

Adam hızla yola düşer, şehir dışındaki adresi bulur, görkemli bir malikanedir.

Bahçeden girer, zili çalar, Bir uşak kapıyı açıp adamı salona alır. Güzel, genç ve alımlı bir bayan gelir, kibarca karşılayıp buyur eder adamı.

-Hanımefendi, ara.. ara.. aa.. aarabayııı g.. ggö.. görebilirmiyim?

-Tabii ki, buyurun garaja gidelim.

Garajın kapısı açılır,... pırıl pırıl, özel yapım, son model mercedes tüm ihtişamıyla orada.

-Ha ha han hanımefendi, a a ara araba ça çal çalışıyor mu?

-Alın anahtarları deneyin.

Adam elleri titreyerek arabaya oturur, anahtarları takıp marşa basar, araba saat gibi çalışmaktadır.

-P.. pe.. pekii, y.. yü.. yürüyor mu? Diye sorar.

-Bahçede bir tur atın isterseniz.

Adam bahçede bir tur atar, evet... Mercedes şahane... Geri döner ve sorar.

-Şimdi ben, size 250 dolar verirsem bu arabayı alabilirmiyim yani?

-Evet Beyefendi, aynen öyle.

Adam yine elleri titreyerek cebinden çıkardığı paraları kadına uzatır. Kadın aracın belgelerini imzalayıp adama uzatır, -Hayırlısı olsun beyefendi, deposu da dolu, arabanızı güle güle kullanın.

Adam arabaya biner, tam gidecekken döner ve dökülür:

-Hanımefendi, Allah aşkına ne olursunuz şu işin aslını bana anlatın, yoksa delireceğim!

Kadın buruk bir kahkaha atarak "pekiyi", der. Ve çantasını açıp bir kağıt Çıkartır.

-Bu benim geçen hafta sekreteri ile yurtdışına kaçan utanmaz eşimin bıraktığı mektup:

Bakın ne diyor:

"Sevgili karıcığım bana çok emeğin geçti, beni affet...Sana evi, çocukları, eşyaları, şirketlerden birini, sahildeki yazlığı bırakıyorum. Senden küçük bir ricam olacak: Lütfen garajdaki mercedesi sat ve parasını bana yolla"
[Resim: k8iQzXC.jpg?1]
Yazar: merve
02-12-2015, Saat:06:18 PM
Yorum Yok
Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti.

Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu:
"Neden hiç eşyanız yok?" dedi. "Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz, Onlar nerede?"

Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence;
"Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum" dedi. "Peki,senin eşyaların nerede?"

Gezgin genç,kendini savunurcasına yanıtladı bu soruyu:
"Ama görüyorsunuz, Ben yolcuyum."

Ünlü bilge, hak verircesine güldü:
"Ben de öyle, yavrum" dedi. "Ben de öyle."

[Resim: M46gKjS.jpg?1]
Yazar: merve
02-12-2015, Saat:04:34 PM
Yorum Yok
Başarılı insanların başarıya ulaşmasını sağlayan nedir ? Zekaları mı yoksa şansları mı? Kesin bir formülü ve tanımı olmamakla beraber, başarılı kişilerin birçok ortak özelliği vardır.

Uzun yıllar başarılı insanlar hakkında araştırma yapan Robert Greene, en son kitabı olan “Mastery” de bu kişilerin ortak özelliklerine değinmektedir. İşte başarı yolunda sağlam adımlar atmak isteyenlere, günümüzde başarılı olmanın ipuçları:

Yaptıkları işe karşı duygusal bağlılıkları var.

Hangimiz yaptığımız işe gönülden bağlıyız?

Başarı yolunda tırmanmak, emin adımlar atmak isteyenler için altın kuralımız bu aslında. Eğer yaptığınız işin en iyisini yapmak istiyorsanız, en başarılıların yaptığı gibi; öncelikle işinize gönülden bağlanmalı, işinize karşı duygusal bir bağlılık hissetmelisiniz.

Diğer insanların ne söylediğini önemsemezler.

Günümüzde pek çoğumuz Facebook üzerinden arkadaşlarımızın hakkımızda ne söylediğini, neyi beğenip neyi beğenmediğini saatlerce inceleriz. Fakat başarının sırrında bu tür yorumları göz ardı etmek var.

Diğer insanların yorumlarına göre değil, kendinizi gerçekten tanıyıp kendi düşüncelerinize göre hareket etmelisiniz.

Telefonlarını ne zaman kapatmaları gerektiğini bilirler.

Çevremizde bulunan birçok dikkat dağıtacak unsurla birlikte yaşıyoruz. Bunlardan en önemlisi akıllı telefonlarımız. Kendimizi sık sık “Cevapsız aramam var mı? , Sosyal medyadan bildirim geldi mi ?” gibi sorular sorarken buluyoruz.

Fakat başarılı insanlar bizim gibi yapmayıp ya gerektiği zamanda telefonlarını kapatıyorlar ya da hiçbir zaman akıllı telefon sahibi olmuyorlar.

Dikkat dağınıklığınızı önlemek için telefonunuzu ne zaman kapatmanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor.

Geçmiş başarılarıyla yaşamazlar.

Aslında birçoğumuzun hatası geçmişteki başarılarımızı tekrar tekrar düşünerek gelecekteki başarılarımızı engellememiz. Ama geçmiştekilerle yetinmeyip daha fazlasını yapabileceğinizi bilmelisiniz.

Bu noktada yapmanız gereken, geçmiştekileri düşünerek zaman kaybetmek değil sürekli başarılarınıza yenilerini eklemeye çalışmak.
[Resim: MWU6Ggl.jpg]
kaynakConfusedosyalmedya.co
Yazar: merve
02-11-2015, Saat:12:03 AM
Yorum Yok
Evde yaşayan yaşlı dedenin elleri o kadar titriyordu ki yemek yerken sürekli

üstüne başına döküyor, sofra örtüsünü kirletiyor, tabak çanak kırıyordu.
...
Son zamanlarda sofrada bu tür kazalar artınca bundan rahatsız olan

anne ve baba bir çözüm düşündüler; Dedeye tahta çanak, kaşık-çatal alındı.

Artık dede yer sofrasında ayrı yiyor, hiç bir şey kırmıyor dökmüyordu. Böylece

anne de daha az çamaşır yıkıyor..., değerli tabaklar da kırılmamış oluyordu.

Yaşlı dede tahta çanakla çorbasını içerken son derece mahçup bir şekilde
etrafına bakıyordu.

Evin küçük torunu dedesinin bu durumunu tam anlamamış da olsa uzaktan izliyordu.

Bir gün anne ve babası dışarıdayken Hasan eline geçirdiği bir tahta parçasını oymaya başladı.

Anne ve babası eve gelince ne yaptığını sorduklarında 'tahta çanak yapıyorum;

siz yaşlanınca ben de size vereceğim' dedi.

Anne ve baba bir süre sessizce birbirlerine baktı ve yaptıklarından utandılar,
Babalarına kendi rahatları uğruna ne büyük bir utanç verdiklerini anladılar.

Ne ekersen onu biçersin!!!!boşuna söylenmemiş..
[Resim: SIvvCxa.jpg?1]
Yazar: ahmetsahin
02-10-2015, Saat:10:52 AM
Yorum Yok
  Kendi orduları zevk-u sefâ içine batan ve ele geçirdiği esirleri acımasızca öldüren Hristiyan şövalyeler, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’in ve askerlerinin esirlere karşı tutumunu ve hallerini görünce, mahcubiyet duygusu, tüm zerrelerine işledi.

Yıldırım Bâyezîd, Niğbolu zaferinde birçok asilzâde ve şövalyeyi de esir almıştı. Esirlerin arasında yukarıda söylediğimiz gibi Fransızların meşhur şövalyesi Korkusuz Jan da vardı. Yıldırım Bâyezîd Han, onları fidye karşılığı serbest bıraktı. Ayrıca memleketlerine dönecekleri gün hepsine bir ziyâfet verdi.

Bütün şövalyeler, Sultân’ın bu insânî muâmeleleri karşısında kendilerinin esirlere yaptığı fenâ davranış ve zulümleri dü­şünerek son derece mahcup kaldılar ve: “–Şu andan itibâren Anadolu ve Rumeli’nin Hâkânı Yıldırım Bâyezîd Hân’a karşı gelmeyeceğimize ve ona karşı silâh kullanmaya­ca­ğı­mıza dâir namus ve şerefimiz üzerine yemin ediyoruz!..” dediler.

Onların minnet altında söylemiş olduğu bu sözler üzerine Osman­lı’nın ehl-i küfre karşı ihtişam ve cesaret âbidesi olan koca Sultan Yıldırım Bâyezîd Han, gür sesi ile şövalyelere şöyle hitâb etti: “–Avrupa’da korkusuz lâkabını almış olan Jan ve arkadaşlarının, bana karşı silâh kullanmayacaklarına dâir etmiş oldukları yemînleri geri iâde ediyorum. Gidiniz; yeniden ordular toplayınız ve üzerime geliniz! Biliniz ki, bu hareketiniz bana bir kez daha zafer kazanmak imkânını verecektir. Zira ben, Allâh’ın dînini yüceltmek üzere Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmak için dün­yaya gelmiş olduğumun şuurunda bir sultânım. Bu itibarla Hazret-i Allâh’ın yardım ve nusreti bizimledir. Ve bir kimsenin ki yardımcısı Allah’tır, elbette onu yenebilecek hiçbir kuvvet ve kudret yoktur!..”

İşte bu ihtişam ve adâlet karşısında yalnız o ziyâfete katılan şöval­yelerin değil, bütün dün­yanın gözleri kamaşmıştı. Nitekim birçokları gibi Salona piskoposu da, Sultan Bâyezîd’i, memleketini zulümden kurtarması için dâvet etti. Yunanistan’ın fethi böylece gerçekleşti.

Seneler sonra Venedikli Travijani, Yıldırım’ın kahraman ve muzaffer ordusunu şöyle tasvîr eder: “Osmanlı ordusunda bizde olduğu gibi şarap, kumar ve fuhuş gibi şeyler yoktur. Onlar, hiç aksatmadıkları askerî tâlimlerine ilâ­ve­ten Allâh’ın büyük ve yüce ismini zikrettikleri gibi, gece ve gündüz ibadetle meşgul olduklarından dolayı dâimâ gâlip gelirler.”
[Resim: wkDuAjX.png]
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriye Osmanlı, Erkam Yayınları, İstanbul, 2005
Yazar: ahmetsahin
02-10-2015, Saat:01:20 AM
Yorum Yok
Çin, imamlara zorla dans ettirirken öğretmenlere çocukları dinden uzak tutma yemini ettirdi, memurlar ise baskı altında "Maaşımızı Allah değil ÇKP veriyor" sloganı atmak zorunda kaldı
Doğu Türkistan'ın Urumçi şehrinde bütün camilerin imamları bir meydanda toplanarak toplu halde dans etmeleri için zorlandı.

Çin resmi haber ajansı Sinxua'da yer alan habere göre meydanda toplanan imamlar, "medeniyet gösterisi" adı verilen etkinlikte zorunlu olarak dans etti. İmamlara bir yandan zorla dans ettirilirken bir yandan da "ülke barışı gönüllere huzur veriyor" sloganları attırıldı.

Çin işgal yönetiminin imamlara ayrıca üniversite öğrencilerinin bulunduğu bir ortamda da ellerinde Çin bayrakları ile zorla dans ettirdiği belirtildi. Aynı gösteride üniversite öğrencileri de dans etmek zorunda kaldı. Burada yapılan konuşmalarda gençlerden camilerden uzak durması istendi. İbadet etmenin sağlığa fayda sağlamadığı öne sürülen konuşmalarda sağlıklı olmak için öğrencilerden dans etmeleri istendi.

Uygur imamların dans etmek zorunda kaldığı etkinlikte memurlara da "Maaşımızı Allah değil, Çin Komünist Partisi veriyor" şeklinde sloganlar attırıldı. Öğretmenlik yapan Müslüman kadınlar da baskı altıda öğrencilerini dinden uzak tutacaklarına ve çocukların dini eğitim almasına engel olacaklarına dair yemin etti.
[Resim: Ad9kBKT.jpg]

Dünya Bülteni

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 4 aktif kullanıcı var.
(0 Üye - 4 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 310

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 694

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,560

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,169

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,351

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,665

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,638

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 2,995

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,559

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,714
Task