Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yazar: intikamcı
03-04-2013, Saat:12:11 AM
Yorum Yok
ÖĞRENCİLERİN YAZILI SORULARINA VERDİĞİ KOMİK CEVAPLAR Smile)))
[Resim: bUVj1C5.jpg]
soru: ismet inonu'nun batı cephesine bakışı
nasıl idi, acıklayınız
cevap:2 00 metreden durbunle..


muhasebe sınavı:
soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır.
bunu büyük defterde*muhasebeleştiriniz.
cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.


soru: maki nedir?
cevap: akdenizde yaşayan kısa boylu cüceler


Çılgın felsefe hocası 100 puanlık tek soruyu
yanındaki sandalyeyi göstererek sorar:
- Bana bu sandalyenin var olmadığını
kanıtlayın!
100 puan alan tek kişinin cevabı ise sadece
şudur:
- Hangi sandalye


soru: Ormanların faydalarını sayınız.
cevap: Ormanların faydaları saymakla bitmez.
Sonuç: Tam not


soru: Ahmet Haşim’in en ünlü eserlerinin
toplandığı eserin adı nedir
cevap: Best of Ahmet Haşim


soru: deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye
ne denir.”
cevap: Helal olsun


soru:Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir.


soru:Kimlere zekat verilmez?
cevap: Şeytana.


soruBig Grinemokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça
ayrılır?
cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri.


soru:Mondros'u açıklayınız.
cevap: Mondros kim?


soru:İneğin midesi kaç bölümdür?
cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak


soru:Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi akımlardan etkilenmiştir?
cevap: Elektrik akımından


soru:hücre nedir?
cevap: en küçük yapı birimidir. gözle görülmez. mikroskopla dikkatli bakmak lazım. eğer bizim baktığımızı görürseler kaçarlar.


soru:Türkiye'nin geçitlerini yazınız.
cevap: Altgeçit, Üst geçit, yaya geçidi


soru:Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır?
cevap: Petrol, Raman ve Gazman'dan çıkartılır.


soru:Koşma nedir?
cevap:Yürümenin hızlı şekline koşma denir.


soru:Canlıların en küçüğüne ne ad verilir?
cevap:Bebek


soru:Kasabayı kim yönetir?
cevap: Şerif ve adamları


soru:what is your mother's telephone number?
cevap:annemin telefonunu veremem.


soru:akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız.
cevap:akıllı ol, canımı ye...


soru: yazara göre toplum içindekidavranişlarimiz nasil olmalidir?
yazar nelere dikkat edilmesini öneriyor?
cevap: yazar diyor ki nerde nasil davranacağimizi bilmeliyiz.
oturmasini kalkmasini bilmeliyiz. yırtık dondan cikar gibi her lafa atlamamaliyiz.


soru: where are you from?
cevap:i am from istanbulluyum


soru: Dört büyük kitabın adını yazınız.
cevap:
1- Ansiklopedi,
2- Sözlük,
3- Kolej Sınav Kitabı,
4- Kalın Roman Kitaplar


soru: İnsanları hayvanlardan ayıran temel özellikler nelerdir?
cevap: İnsanların hayvanlardan çok derdi olması.


soru: Asgari ücret nedir?
cevap: Askerlik şubesinde verilen ücrettir.



soru: Haçlı Seferleri nin çıkış nedeni nedir?
cevap: Hocam affedersiniz, poponun kışkırtmış olmasıdır.


soru: Avrupa da reform hareketini kim başlattı?
cevap: Riki Martin


soru: Ege Bölgesi neden girintili çıkıntılıdır?
cevap: Türkiye nin en kıvrak bölgesi olduğu için.


soru: Devletin kuruluş amacı nedir?
cevap: Devlet bazı insanların hususi büyük işlerini yapmak için kurulmuştur.


soru:Canlıların ortak özellikleri nelerdir?
cevap: Yol, su, camii, mezarlık. Smile))))))
Yazar: intikamcı
02-22-2013, Saat:03:19 PM
Yorum Yok
Kaytaran öğrenciyi üzecek ödüllü proje

[Resim: repji4F.jpg] Karataş Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi Onur Güler, okullarda yoklama defterini ortadan kaldıran parmak izli sistemle Türkiye’de ve dünyada birçok ödül aldı.

İzmir'de Onur Güler (18) ‘Elektronik Öğrenci Öğretmen Yoklama Sistemi’ projesiyle TÜBİTAK’ın yaptığı yarışmada bilgisayar dalında Ege Bölge birincisi oldu. Final sergisine de katılan Güler, Hong Kong’da düzenlenen bilim fuarı yarışmasında da jüri özel ödülü aldı. Son olarak Tayvan’ın başkenti Taipei’de düzenlenen International Science Fair Yarışması’nda da Güler’in projesi, bilgisayar kategorisinde dünya dördüncülüğü elde etti.


HER SIRADA PARMAK OKUYUCU

Genç yaşta ödüle doymayan Güler, “Okullarda şu an uygulanmakta olan yoklama defteri sistemini tamamıyla ortadan kaldırarak yerine her sıranın üzerinde bulunacak olan parmak izlerinin tanımlandığı okuyucular yerleştirdim. Bu sayede daha teknolojik ve daha güvenli bir yoklama uygulanacak. Ayrıca, kâğıt ve zaman israfının da önüne geçilecek” dedi.


Hürriyet
Yazar: intikamcı
02-22-2013, Saat:03:16 PM
Yorum Yok
DİKKAT! Elektrik faturasında fazla var!

[Resim: GcKkLlO.jpg] Ocak ayı faturaları yüzde 20-30 gibi oranlarda yüksek gelen aboneler EPDK’yı şikâyet yağmuruna tuttu.


Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK), ocak ayı elektrik faturalarıyla ilgili yağmur gibi şikâyet yağıyor. Aboneler, ocak ayı faturalarının önceki aylara göre yüzde 20-30 gibi oranlarda artış gösterdiğini belirterek, soruna el atılmasını istedi. EPDK, şikâyet gelen faturalar üzerinde inceleme yaptı. Bazı faturalarda 50 TL’ye kadar sapma belirlendi. Bu tutarın hangi gerekçeyle faturaya yansıtıldığını araştıran EPDK, sayaç değiştirme bedeli ihtimali üzerinde duruyor.


SAYAÇ DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMIŞ OLABİLİR

Elektriğe en son 1 Ekim’de yüzde 4 ile yüzde 9.8 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Elektrikte tarifeler, 3’er aylık dönemlerle yenileniyor. 1 Ocak’ta tarifeler ve tarifeyi oluşturan tüm bileşenler aynen korundu. Buna karşın aboneler, ocak ayı faturalarında, önceki aylara göre ciddi miktarda artış olduğu gerekçesiyle EPDK’ya şikâyette bulundu. EPDK, şikâyet edilen faturaları; aylık elektrik tüketimleri ve faturalara resmi olarak yansıtılan diğer kalemler açısından inceledi.

EPDK kaynakları bazı faturalarda 50 liraya kadar ulaşan sapmanın nedeninin araştırıldığını belirterek “Sapma, abonenin sayacının değişmesinden kaynaklanmış olabilir. Bu bedel, faturaya yansıtılmış olabilir. Bu konu ayrıca inceleniyor” dedi. Kaynaklar, aboneden fazla tahsilatı engelleyecek (örneğin abone 100 birim elektrik tüketti, 105 birim fatura kesildi) bir elektronik sistemin bulunup bulunmadığı sorusu üzerine, “Türkiye’de şu anda böyle bir sistem yok” dedi. Benzer bir tartışma zaman zaman telefon faturaları için de gündeme geliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), abonenin konuşma süresinin net olarak belirlenip izlenebileceği teknik altyapı kurulması için çalışma yapıyor. Bu elektronik altyapı kurulduğunda BTK, anlık olarak konuşma süresi ve fatura takibi yapabilecek.


Hazine’ye, sokak aydınlatmasında duble fatura

Elektrik dağıtımında ikinci sıkıntı sokak aydınlatmasında yaşanıyor. Bazı bölgelerde, Hazine’nin tüketim bedelini karşıladığı sokak aydınlatmasıyla ilgili olarak 2 sayaç konulduğu, bu sayaçlardan ‘duble’ tüketim ölçüldüğü ve bunun karşılığının Hazine’den alındığı saptandı. Hazine, EPDK’ya sorunu çözmesi için talepte bulundu. EPDK kaynakları, bu uygulamanın özelleştirme öncesine kadar gittiğini belirterek, “Şimdi özel şirketler, fazla tahsilata konu sokak aydınlatmasından doğan farkları ödüyor” dedi.


ABONELERE UYARI

‘Sayacı kontrol edin’

EPDK kaynakları, abonelerin faturalarda gösterilen tüketim miktarıyla elektrik sayaçlarındaki rakamları karşılaştırması gerektiğini belirterek “Faturalarda, ilk endeks ve son endeks değerleri vardır. Bu değerlerle elektrik sayacındaki değerlerin örtüşmesi gerekiyor. Abone, bu çerçevede tüketimini sayaçtan takip etmeli” dedi.



Habertürk
Yazar: intikamcı
02-22-2013, Saat:03:10 PM
Yorum Yok
İnternet'ten Satış Yapan Herkesi Vergi Sürprizi Bekliyor

[Resim: c4jIJVY.jpg?1] Evinden internete girip elbisesini satan da, internete evinin fotoğrafını koyup kiralık kiralık ilanı veren de vergi sürpriziyle karşılaşacak.

Maliye Bakanlığı'nın sanal alışverişte vergi denetimiyle ilgili başlattığı yeni dönem, sahip olduğu eşyaları internetten satanlar için de "vergi ödemek" anlamına gelecek. Yeni uygulamayla ev kadınları da dahil internete bulaşanı vergi bekliyor. Buna göre evinden internete girip elbisesini satan da, alışveriş sitelerinden ikinci el eşyalarını elden çıkaran da, internete evinin fotoğrafını koyup kiralık ilanı veren de vergi sürpriziyle karşılaşacak.


Binlerce vatandaşı vergi sürpriziyle karşı karşıya getirecek uygulama detayları Maliye'nin açtığı internet sitesinden duyuluyor. Bu siteye girip internette alışveriş yapanlar kendilerini nasıl bir sürprizin beklediğini öğrenebiliyorlar. Ancak henüz kimsenin bu siteden haberi yok. Maliye Bakanlığı da yarın bir gün itirazla karşılaşmamak için sözkonusu siteyi vatandaşlara duyurmaya çalışıyor.


Maliye'nin ’www.egirisimci.gov.tr’ adresinde, internette alışveriş yapan vatandaşlar için "vergi mükellefi misiniz" konulu bir test bulunuyor. Buna göre internet üzerinden satış yapan vatandaşların hangi durumda ticaret yapmış sayılacağı ve böylece vergiye tabi tutulacağı açıklanıyor. Ancak bu değerlendirme de kendi başına yeni bir tartışma başlatacak gibi görünüyor. Çünkü sözkonusu site, internetten kazak satan ev kadınlarını bile vergi ödemekle sorumlu tutuyor.


Sözkonusu portaldaki "Ticaret mi Hobi mi, test edin" bölümünde, vatandaş internet üzerinden isterse bir ürün satsın, isterse gayrimenkul veya araç satış ilanı versin herkes sonunda vergi mükellefi olduğu ve hemen vergi dairesine gitmesi konusunda uyarılıyor. Böylece evini kiraya vermek amacıyla internete fotoğraflı ilan koyan vatandaş da vergi mükellefi oluyor.


Burada vatandaşın satışını yaptığı ürün ya da hizmetin tanıtımını yapmak yani fotoğrafını koymak ya da ürünün özelliklerinden söz etmek tanıtımı anlamına geliyor. Bu ise Maliye açısından sizin ticari bir faaliyet yaptığınızı gösteriyor. Öte yandan satışını yaptığınız ürünün karşılığı olan ödemenin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verdiğiniz anda mükellef oluyorsunuz. Sanal alışveriş sitelerinde sanal mağaza açan ev kadınları da dahil herkes vergi mükellefi...

Maliye bu durumdaki vatandaşı, hemen vergi mükellef kaydını yaptırması konusunda uyarıyor. Satış işlerini evinden yapan ev kadınlarının bile evinin bulunduğu bölgedeki vergi dairesine gitmesi, işe başlama bildirimi ve nüfus cüzdanı ile şahsen başvurmasını zorunlu tutuyor.
Gülümhan Gülten/Vatan
Yazar: ahmetsahin
02-22-2013, Saat:01:57 AM
Yorum Yok
Hanımı, Hz. Ömer’e kızıyor

[Resim: j1pV1Dv.jpg?1] Hz. Ömer halifedir, devlet başkanıdır. Adamın birisi, bazı davranışlarından dolayı rahatsız olduğu hanımını şikayet etmek üzere gelir, halifenin huzuruna çıkmak ister. Kapının önüne oturur ve Hz. Ömer’in çıkmasını bekler. Derken içeriden bir gürültü kopar. Hazret-i Ömer’in hanımı, koca halifeye bağırıp çağırmaktadır, fakat Hz. Ömer ağzını açıp da hanımına tek kelime bile söylememektedir.

Bu hali gören kapıdaki adam boynunu bükerek, "Bütün hiddetine ve izzetine rağmen, üstelik de Mü’minlerin Emîri iken Ömer’in hali böyle olursa, benim halim nice olur?" diyerek kalkıp gitmeye yeltenirken Hz. Ömer dışarı çıkar. Adamın arkasından, "Hayrola, derdin neydi" diye seslenir. Karşısında birden bire Hz. Ömer’i gören adam der ki:

"Ey Mü’minlerin Emîri! Hanımımın kötü huylarını ve bana karşı haddini aşıp ileri gittiğini size şikâyet etmek üzere gelmiştim. Fakat hanımınızın size karşı olmadık sözler söylediğini duyunca vazgeçip geri döndüm ve kendi kendime dedim ki: ‘Mü’minlerin Emîri hanımıyla böyle olunca, benim derdime nasıl deva bulacak?"

Eşine katlanmaya bak!

Bu sözleri dinleyen Hz. Ömer, adama şunları söyler: "Kardeşim, eşimin benim üzerimdeki hakları sebebiyle ona tahammül etmeye çalışıyorum. Zira o benim hem aşçım hem fırıncım hem çamaşırcım hem de çocuklarımın süt annesidir. Halbuki o bütün bunları yapmak zorunda değildir. Üstelik gönlümün harama meyletmesine engel olan da odur. Bu sebeple onun yaptıklarına katlanıyorum." Adamcağız, "Ya Mü’minlerin Emîri!" der, "Benim eşim de aynen öyle." Bunun üzerine Hz. Ömer şu güzel dersi verir ve gönderir: "Haydi kardeşim, eşine katlanmaya bak! Hayat dediğin göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor."
Alıntı
Yazar: ahmetsahin
02-22-2013, Saat:01:44 AM
Yorum Yok
Osmanlı’da Kadın Dışlanır mıydı?


Ey kendilerini “Kemalist Gençlik” olarak tanımlayıp, Osmanlı tarihine ilişkin olarak yazdıklarıma itiraz eden grubun mensupları! Diyorsunuz ki: “Osmanlı’da kadın hakları yoktu…”

Bu da külliyen yalan ve demagojiden ibaret bir iddiadır! Zira bugünkü anlamda “kadın hakları” zaten daha dünkü iş: Bu topraklarda kadın, hem kadınlık hem de annelik kimliğiyle baş tacı edilirken, tekmil Avrupa’da aşağılanıyor, sözün tam mânâsıyla “köle” muamelesi görüyordu.

Harem’deki cariyeler bile Avrupa’nın “özgür kadın”larından daha “özgür”dü. Osmanlı sarayında en yüksek tahsisatı valide sultanın alması, Kösem Sultan, Hürrem Sultan, Safiye Sultan gibi kadınların erkekler dünyasında öne çıkabilmesi bunun sonucudur.
Hatta meşhur tarihçimiz Âşıkpaşazade, Osmanlı Devleti’ni kuranların Anadolu’ya gelişlerinde önemli bir misyon üstlenmiş “Bacıyan-ı Rûm” isimli bir kadın örgütlenmesinden bahseder.

Binlerce kadın vakfı ise, kadının sosyal hayatta da etkin olduğunu gösterir.
Osmanlı’da kadın, sadece “anne” kimliğini taşımakla yetinmemiş, yanı sıra, geleceği belirleme konusunda da son derece etkin görevler ve sorumluluklar üstlenmiş, derin saygı görmüştür…

Zaten Bursa yolunda önderini kaybeden Kayı Aşireti bir kadın önderin (Hayme Ana) peşinde Söğüt-Domaniç aralığına yerleşmiş, Osmanlı Devleti’ni doğurmak üzere, Anadolu’yu bir kadın önder mayalamıştır.
İnsanın başlangıcında nasıl Hz. Havva varsa, İslâm’ın başlangıcında nasıl Hz. Hatice varsa, Osmanlı’nın Anadolu’ya girmesi (Bacıyan-ı Rûm) ve yerleşik düzene geçmesinde de bir kadın vardır…

Bu yapı son zamanlara kadar korunmuştur. O kadar ki, Çanakkale’de ve Kurtuluş Mücadelesi’nde kadınlarımızın yaptığı fedakârlıklar, eski dönemden gelen tarihsel işlevin bir uzantısıdır…

Bunun ilham kaynağı da kuşkusuz Kur’an’dır…
Düşünün ki, Kur’an’da erkeklere tahsisli özel bir sure yokken, kadınlara “Nisa” ve “Meryem” olmak üzere iki sure tahsis edilmiştir.
Efendimizin Veda Hutbesi’ne bakın: 13-14 paragraftan ibaret olan son hutbesinin on iki paragrafı tüm dünya ve ahret işlerine ayrılırken, kadınlara ve kadın haklarına özel iki paragraf ayrılmıştır.

Peygamberimizden (sav) sonraki ilk Müslüman da yine bir kadındır: Hz. Hatice…
Bu muhteşem kadın, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir dönemde, iş kadını olarak kendini kabul ettirebilmiş, sevdalandığı insana (Efendimize) evlenme teklif edebilecek kadar da cesur ve mert davranabilmiştir.

Peygamber-i Âlişan, peygamberlik müjdesini alır almaz akrabalarından herhangi bir erkeğe değil, sadece Hz. Hatice’ye sırrını açmıştır…

Onunla bütünlenerek güçlenmiş, moral bulmuş, onun desteği ile peygamberliğini açıklamıştır.

Böyle bir inanca mensup, hatta “hilafet” sıfatıyla bu inancın önderliğini yapmakla yükümlü padişahın kadını “hak” ve “hukuk”tan mahrum etmesi mümkün müdür?
Allah aşkına, Cumhuriyet döneminde verildiği varsayılan “kadın hakları”nın kadını sokağa, podyuma, ekrana sürüklediğini, “zevk aracı” olarak görüldüğünü, aşağılandığını, dövüldüğünü, hatta öldürüldüğünü, bugünkü anlamda “kadın hakları”nın kadını perişan ettiğini hâlâ görmeyecek misiniz?



Yavuz Bahadıroğlu’nun yazısı;

[Resim: BczBLp9.gif]
Yazar: ahmetsahin
02-21-2013, Saat:12:27 AM
Yorum Yok
1980'lerden beri suları yokuş yukarı akıtmak için bir hayli çaba sarf ettik. Lakin zamanı ve mekânı mümin bir şuurla okumaktan ziyade, mevcut düzenin "islamcasını" üretmeyi tercih ettik.

Arayış felsefi bir arayış değil oportünist bir arayıştı.

Çünkü hep acelemiz vardı. Kervan yolda düzelecekti. Ne ki yolun ne tarafa olduğunu bile düşünecek kadar duracak vaktimiz yoktu.

Ekonomi mi değerleri üretir yoksa değerler mi ekonomiyi sorusuna, 70'li yıllar boyunca cevap arar gibi olduk. Sonra vazgeçtik. Her şeyin "islamcasını" üreterek soruyu ve sorunu kökünden halledeceğimizi zannettik.

Mevcut üretim ve tüketim çarklarına; ürettiğimiz, sunduğumuz ürünün başına "helal" , "tesettür" "İslami" yazarak dâhil olduk. Önce ticarethanelerimizin ismini, "İslamlaştırdık. Ref ref hırdavat, selamet kırtasiye, takva nalburiye. Sonra holdinglerin. (Bir sonraki safha yabancı markalar uydurmak olacaktı. Lakin bu başka bir yazının konusu.)

Müesseselerin ismini "İslamlaştır"ırken kendimizin ne kadar kapitalist olduğunu fark etmedik bile.

Böylece üretime değil ama tüketime bir hayli katkı sunduk.

Dünya nüfusunun beşte birini oluşturan Müslümanlar olarak üretim konusunda dişe dokunur rakamlara sahip olmasak da, özellikle genç nüfusa sahip tüketiciler olarak dikkat çekici bir talep kitlesi olmayı BAŞARDIK.

Helal Gıda Konseyi 2009'da Kasım ayında Lahey'de toplandı.

Milyonlarca Müslüman'ın yaşadığı Avrupa'- da 2009 Kasım ayında ilk defa Helal Gıda Fuarı Malezya'nın dışında bir ülkede düzenlenmiş oldu.

Lahey kentinde düzenlenen fuarın pekçok çarpıcı fotoğrafı çıktı ortaya. Biz bu yazı için küresel markanın pazardan pay kapma heyecanından bahsedelim.

Helal gıda ürünlerinin başta Almanya, İngiltere ve Fransa'da hızla yayılmakta olduğunu gören firmalar ürünlerine helal gıda yelpazesini de katmayı uygun gördüler. Bunların başında daha ziyade çikolata ve kahvesiyle tanıdığımız bir firma geliyor. Adını yazmıyorum. Meraklısı internetten bulabilir. Bu yazı için firmanın adı mesela Akle firması olsun.

Akle firması yetkilisi bundan böyle helal gıda üreteceklerini söyledi.

Bu açıklamanın ardından şüphenin tohumlarını kelimelerin arasına ekmekte fayda var. Hatırlarsınız...(Biliyorum hatırlamazsınız. Hatta kayıtlara bile almadınız ! ) İtalya'da adı geçen firmanın ürettiği bebek mamaları, içinde bulunan maddeler yüzünden yasaklanmıştı. Benzer yasaklamayı Türkiye için de beklemiş, lakin pek bir sese aşina olamamıştı kulaklarımız.(Ben mi duymadım?)

Bu firma helal gıda pazarına girerek hem sağlıksız bebek maması üretimi yüzünden kaybettiği imajını toparlama imkanı bulacak, hem de pazarın artan payından ziyadesiyle istifade etme imkanını.

Helal gıda ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz Sonbahar'da çok kapsamlı bir toplantı düzenledi. Yiyeceklerin helalliği meselesinin sadece etin cinsi ve kesimi ile sınırlı olmadığı konusunda özellikle Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez'in çok kapsamlı bir konuşması oldu.

Gıda üretimi ve tüketimi konusunda Türkiye'de meseleyi sağlık üzerinden tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Diyanet İşleri'nin yaptığı sempozyumda helal kavramının kullanmasını son derece yerinde görüyorum. Ancak günlük hayattaki kullanımlarımızda helal kelimesi yerine yiyecek söz konusu olduğunda sağlık, diğer tüketim ürünleri söz konusu olduğunda ise ürüne göre bir isimlendirme yapmanın gerektiğini düşünüyorum.

Bunu niye şimdi söylüyorum?

Pazartesi günü Çırağan Sarayı'nda Salam World dünya zirvesi gerçekleştirildi. Dünya Müslümanlarını bir araya getirecek olan bir sosyal paylaşım ağının adı Salam World. Merkezi Moskova, Kahire, İstanbul. Bu tip çalışmalara itirazım yok. Sosyal medya bir araçtır neticede. Araçlara aşırı İslami anlamlar yüklediğimiz zaman yüklediğimiz kavramlar zarar görüyor.

Helal internet gibi kavramı dolaşıma sokmamamız gerektiğini düşünüyorum.

İnternetin helali olmaz. Bıçağın helalinden bahsedebiliyor muyuz?

Bıçağı kullanacak kişinin ameli ve niyetidir o aracın yaptığı eylemi helal ya da haram kılan.

Müslümanların; ilkeli, içeriği muntazam bir sosyal paylaşım sitesi olsun. Amenna. Lakin sosyal paylaşım sitesine girmenin, dâhil olmanın Müslüman'ın asli vazifesi gibi sunulmasına itirazım var.

[Resim: wGrBNZY.jpg]

Fatma K. Barbarosoğlu

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler 13
Son Üye delidumrul23
Toplam Konular 680
Toplam Yorumlar 684

Kimler Çevrimiçi

Şu anda 25 aktif kullanıcı var.
(0 Üye - 25 Ziyaretçi)

Son Yazılanlar

İki Türk Askerin Birinci ...

Son Yorum: delidumrul 02-02-2025, Saat:12:45 PM
Yorum 0 Okunma 346

Arjantin'de Enflasyon

Son Yorum: delidumrul 09-20-2024, Saat:07:18 PM
Yorum 0 Okunma 743

TÜRK ESİRLERİ YUNANLILARA...

Son Yorum: delidumrul 12-01-2019, Saat:11:30 PM
Yorum 0 Okunma 2,575

Seyit Onbaşının (Kocaseyi...

Son Yorum: merve 03-04-2019, Saat:09:59 AM
Yorum 0 Okunma 2,176

Osmanlı ordusunda bir Ven...

Son Yorum: ahmetsahin 02-04-2019, Saat:12:10 AM
Yorum 0 Okunma 2,357

KAĞIT BARDAK..

Son Yorum: mevthawk 01-02-2019, Saat:06:33 PM
Yorum 0 Okunma 2,677

Başkalarının olumsuz duyg...

Son Yorum: ahmetsahin 01-02-2019, Saat:06:21 PM
Yorum 0 Okunma 3,679

Nuri Killigil: Bir Türk S...

Son Yorum: gakko 08-07-2018, Saat:05:16 PM
Yorum 0 Okunma 3,004

Çocuklarımıza Yedirdiğimi...

Forum: SAĞLIK
Son Yorum: delidumrul 03-29-2018, Saat:12:22 AM
Yorum 0 Okunma 2,568

EŞİNİ DOĞRU SEÇ

Son Yorum: delidumrul 03-26-2018, Saat:06:55 PM
Yorum 0 Okunma 2,730
Task