Bir zamanlar çok mutsuz bir adam varmış. Yaşadığı evin kirasını hiç geciktirmeden ödediği halde, her ayın birinde ev sahibi tarafından taciz ediliyor, öte yandan üst katta oturan yaşlı teyzenin devamlı yüksek sesle televizyon izlemesinden dolayı evinde şöyle bir kafa dinleyemiyor, bunun yanı sıra her gün, birlikte çalışması çok zor bir patronun kötü ağız kokusunu çekiyor, kendine bir araba almak istiyor ama parasını denkleştiremiyor, evlenmek istiyor ama gönlüne göre bir eş bulamıyor ve diyet yapması gerektiğini bildiği halde boğazını tutamıyor ve her aynaya baktığında, karşısında beğenmediği bir adam, görüyor. Sorsanız, “Ben, mutsuz olmayayım da kim, mutsuz olsun?” der. Fakat bir gece, öyle bir rüya görür ki, hayatı, değişir. Rüyasında, bir melek çıkmıştır karşısına ve “Dile benden ne dilersen” demiştir ona. Adamcağız da, düşünmüş ve her bir problemini tek, tek anlatmaya başlamış ve bunlara, sırayla bir çözüm bulmasını istemiştir. Fakat melek, “Olmaz” demiştir. Çünkü sadece tek şey dileme hakkı vardır. Adam da, bunun üzerine “O zaman bana bir mutluluk spreyi ver.” demiştir. Rüya işte! Bilinçaltı dersiniz ama işin ilginç kısmı, adam, ertesi sabah uyandığında, başucunda, o meleğin verdiği mutluluk spreyini görmüş. Acaba rüya değil miydi gördüğüm diye düşünmeye ve hatta kendinden bile şüphe etmeye başlamış. Derken, spreyi eline almış ve havaya sıkmış. Sıkmasıyla, havaya, minicik kalp şeklinde simler, dağılmaya başlamış ve uçuşarak, düşmeye başlamış. Simler, adamın üzerine düştükçe, adama bir huzur gelmiş. Uzun zamandır hiç hissetmediği kadar mutlu hissetmiş kendini. Sanki kocaman bir pozitif enerji topunun içine girmiş gibi… Hatta neredeyse unuttuğu gülümseme, suratına yeniden gelmiş. Fakat çok uzun sürmemiş bu durum.
Ertesi sabah uyandığında, yine eski “mutsuz adam” olarak uyanmış. Tekrar spreyi sıkmış ve o günü de, mutlu geçirmiş. Derken günleri, böyle geçmeye başlamış ve günün birinde mutluluk spreyi, bitmiş. Adam, çok üzülmüş. O melek, yine gelsin istemiş. Hakikaten de o gece, yine aynı meleği görmüş rüyasında. Yine aynı spreyden istemiş. Fakat bu defa melek, onun bu isteğini yerine getirmemiş. Demiş ki “Görüyorsun ki sprey, geçici bir mutluluk oldu senin için. Oysaki sen, kalıcı bir mutluluk istiyorsun. Dolayısıyla senin ilacın, bu sprey değil.” Adam, düşünmüş, hak vermiş meleğe. “Ne peki?” demiş. Melek ise, ona bir kâğıt vermiş. O sırada alarmıyla uyanan adam, başucunda, rüyasında meleğin vermiş olduğu o kâğıdı görünce, hemen açıp, bakmış. İçinde aynen şu maddeler yazıyormuş:
Kalıcı mutluluk için:
1. Önce kendini mutlu etmelisin. Seni mutlu eden eylemleri, bir kâğıda yazıp, en çok sevdiğinden en aza kadar bir sıralama yapmalısın. Bu, bisiklete binmek olabilir, yazmak olabilir, film izlemek olabilir, sevdiğin bir dostunla sohbet etmek olabilir ama her ne olursa olsun, en üstte yazdığına haftada birkaç gün, hemen onun altına yazdığına haftada bir gün, onun da altına yazdığına iki haftada bir gün, en alta yazdığına da ayda bir, vakit ayırmaya çalışmalısın.
2. Sonra en yakınındakileri, mutlu etmeye çabalamalısın. Çünkü onlara verdiğin mutluluk, bir ayna misali, sana aynen geri dönecektir. Bu, minik bir sürpriz olabilir, ona özel aktiviteler olabilir, hatta belki bir telefon bile olabilir. Bu, tamamen karşındaki kişiye, onunla olan ilişkine, o kişinin önem verdiklerine ve senin yaratıcılığınıza göre değişkendir.
3. En yakınındakilerden sonra, akıl danıştığın, sana önemli bilgiler veren, kendini çıkmaz sokaklarda bulduğun anlarda sana ışık gösteren, seninle faydalı bilgiler paylaşan, ihtiyacın olduğunda yardım eli uzatan kişiler gelir. Yapman gereken, yalnızca içten bir teşekkür etmektir. Böylelikle hem bu kişiyi ya da kişileri, mutlu etmiş olursun, hem de hangi günlerden bu günlere geldiğini görüp, kendini mutlu etmiş olursun.
4. Kalıcı mutluluk için yapman gerekenlerden bir tanesi ise, şükretmektir. Tüm sahip olduklarının bir bilançosunu çıkarıp, bunların her biri için şükretmelisin. Sağlıksa sağlığın için, sevdiklerinse sevdiklerin için, ailense ailen için, evinse evin için, arabansa araban için, yavrularınsa yavruların için, işinse işin için, komşularınsa komşuların için veya sana gönderilmiş yardım melekleriyse, onlar için… Bu, sana nelere sahip olduğun konusunda minik bir hatırlatma olacak ve seni, mutlu edecektir.
Mutluluk spreyine ihtiyaç duymadan, içinizdeki mutluluğun, her bir hücrenize yayılıp, sizi her daim gülümsetebilmeyi başarması dileğiyle…
Yazan: Ceylan Koryürek
Konu
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi