MISIR FATİHİ YAVUZ SULTAN SELİM VE ÇÖLE İNEN RAHMET
1516'da Mercidabık Savaşı kazanılmış, sıra Mısır‘ın fethine gelmiştir. Osmanlı ordusu Mısır‘a doğru hareket etmiş ve karşılarına Mısır‘a ulaşmaları için doğal bir engel olan Sina çölü çıkmıştır. Osmanlı askerleri 1,5 senedir seferde bulundukları için yorgun düşmüşlerdi.
Çölde yürüyüş çok çetin olmuş, su idareli kullanılmış, teyemmüm ile abdest alınmıştı. Çölü geçiş sırasında bir ara Yavuz Sultan Selim atından inerek yürümeye başlayınca doğal olarak padişahın yürüdüğü bir sırada kimse at sırtında olamayacağından at sırtında olan bütün vezirler, beyler ve sipahiler atlarından inerek yürümeye başladılar. Son derece cevval ve heybetli Yavuz Sultan Selim derin bir huşu içerisinde önüne bakarak yürüyordu. Vezirler ve askerler bu durumu merak etmişlerdi, acaba sultan neden yürüyordu? Hemen vezirler padişahın nedimesi, sohbet arkadaşı ve sırdaşı olan Hasan Can‘a müracaat ederek durumu öğrenmesini istediler. Hasan Can padişahın yanına yaklaşarak;
-"Hayırdır inşallah Sultanım, bütün ordu merak eyler; Devletlü padişahımız, acep niçin yaya yürürler diye telaş ederler" dedi.
Yavuz Sultan Selim büyük bir maneviyat ve huşu içerisinde Hasan Can‘a dönerek;
-"İki Cihan Sultanı Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem önümüzde yaya yürürlerken biz nasıl at üzerinde olabiliriz Hasan Can?…"
Bir müddet bu şekilde giden Selim Han, tekrar atına binmesiyle geri kalanlar da atlarına binerek yollarına devam ettiler..
"Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder" müjdesinin bir sonucu olarak geçilmez denilen Sina Çölü 13 gün gibi kısa bir sürede geçilmiş, yaklaşık 100 yıldır yağmur yağmayan çöle ordunun geçiş sırasında yağmur yağmıştır...
Konu
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi