türk subayı mustafa ertuğrul, osmanlı donanmasının haliç’e kilitlendiği, fransız deniz kuvvetlerinin, yunan adalarında konuşlanarak tüm sahil kasabalarımızı, sivilleri özellikle de un fabrikalarını topa tutuğu dönemde, almanlar tarafından kısa bir eğitim aldı.
topçu bataryasını önce kaş’a kurarak oradan meis adasını mesken tutan fransız gemileri batırmasıyla ünlendi ilkin. eski adı ağva olan bugünkü kemer’de ilginç raslantı, fransız tatil köyü clubmed’in ilerisindeki kayalık tepe üzerinden batırdığı paris 2'yle ilgili mevziler halen tatil köyünün içinde bozulmamış olarak duruyor. ve ne hazindir ki oraları görmeniz bugün fransızlar'ın iznine bağlı... paris 2'yi 4 sabit bataryadan %95 isabet oranıyla açtığı top ateşiyle batırmıştır.vurduğu gemiden kurtulan personele kendi askerlerinin temiz esvaplarını giydiren, yaralarını saran onları antalya’da tedavi ettiren ve onlara insanlık dersi veren mustafa ertuğrul’un attığı bir top paris-2 gemisindeki fransız bayrağına isabet ettiği için gemiden kurtulan fransız kaptandan özür bile dileyen bir anlayışa sahip bir kahramandı...
ünü sadece osmanlı ordusunda değil düşman askerleri arasında da yayılmıştı. mütareke sonrasında aydın cephesinde silahları teslim almaya gelen ingiliz komutan mustafa ertuğrul bey'i tanıyor ve "sizin gibi bir komutanın silahını almak askeri şerefe aykırı sayarım" diyerek silahlarını ve elindeki dört topu bırakıyor. ve kaderin tecellisi kurtuluş savaşı başladığında başlangıçta milli kuvvetlerin elindeki en önemli silah bu dört top olacaktı. mustafa ertuğrul bey o dört top ile işgalcilere kök söktürecekti.
dediğimiz gibi dünya denizcilik ve savaş tarihinde ilk kez bir uçak gemisini topçu ateşiyle batırmıştı. ingilizler'in 110 metrelik efsanevi uçak gemisi ben my chree'yi meis açıklarında sulara gömüyor, ardından fransız savaş gemileri paris ii ve alexandra'yı de kemer'de denizin derinliklerine yolluyordu. kemer açıklarında denize döktüğü yaralı düşman askerlerini denizden toplayıp yaralarını saran, anılarında da "zaferden mütevellit neş'emizi yaralı düşman askerlerinin acısına hürmeten izhar etmedik" diye yazacak kadar centilmen bir askerdi. harbiye yıllarından beri resimle uğraşan sanatçı ruhlu bir subay olduğu biliniyor. (görev yaptığı aydın'da evladı vefat edince yaptığı inanılmaz suluboyaları seyredip, mustafa ertuğrul'un bu resimlere düştüğü notları okuyunca, gözlerim dolu dolu oldu..)
mustafa ertuğrul'la ilgili "ben bir türk zabitiyim" adlı kitabı yazan mustafa aydemir, şöyle söylüyor: "bu kadar başarısına rağmen çok mütevazı bir insan. anlatmak, övünmek gibi bir şeyi yok. çanakkalede uçak düşürmüş. aydında eşkıya güçlerinin milli güçlere kazandırılmasını örgütlemiş. demirci efe ile çok yakın arkadaş. dostlukları sonra da devam ediyor. yaşlılıklarında buluşuyorlar. anılarını sadece batırtığı gemiler üzerine yazmış. diğerlerini anlatmıyor." mustafa ertuğrul'- un anılarını yazmasının da bir öyküsü var. mustafa aydemir bu öyküyü şöyle anlatıyor: "bir gün mustafa kemal, antalya'da onu ziyaret etmiş. 'bunları yaz, bunlar unutulur gider' demiş. bunu emir telaki edip oturup yazmış. ama 'bu benim odamdan asla dışarı çıkmayacak' demiş. inanılmaz anılarını resimleyerek 1934 yılında yazmış. ve muhteşem anıları tek tek fransız-ingiliz askeri kayıtlarından doğrulanmış...
Madalyaları
Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde girdiği savaşlarda toplam 10 madalya ve rozetle taltif edildi.
- Osmanlı Liyakat Madalyası - II. Abdülhamit döneminde savaşta başarı gösteren askerlere verilmiştir.
- Donanma İane Madalyası - Osmanlı Donanması'na yapılan hizmet ve yardımlar karşılığı verilmiştir.
- Çanakkale'de düşürdüğü İngiliz keşif uçağı pilotunun şapkasındaki rozet. Mustafa Ertuğrul'a hatıra olarak verilmiştir.
- Avusturya 305 no'lu havan top birliği Çanakkale hatıra rozeti
- Alman Demir Haç Madalyası
- İstiklal Madalyası
- Prusya Liyakat Madalyası
- Cedit Girid Madalyası ( II. Abdülhamid döneminde Girit'te savaşan askerlere verilen bu nişan, Mustafa Ertuğrul'un babasına aittir. Oğullar da bu nişanı takabiliyorlardı.)
- Galiçya Savaşı metal rozeti
- Harp Madalyası. Çanakkale, Galiçya, Kafkasya, Irak ve Mısır'da savaşanlara verilmiştir.
amerikalı'nın rambosuna bilmemnesine, osuruktan teyyare uydurulmuş palavra kahramanlarına gösterdiğimiz ilginin yüzde 1'ini mustafa ertuğrul gibi kendi gerçek kahramanlarımıza umarım gösteririz. ailesiyle (kızı ve torunları hayatta) ve antalya'nın bazı belediye başkanları'yla temasa geçtim. inşallah yakın bir zamanda kent meydanlarının birine mustafa ertuğrul'un heykelini dikeceğiz...