Hırsızın'dan iyilik (hayatımızın mahvolma nedeni)
Adam kapıyı açınca bir grup polis gördü.
Meraklanarak:
—Hayrola? Diye sordu. Bir olay mı var?
Polislerden birisi, yanlarında bulunan genci göstererek:
—Bu hırsızı yakaladık, diye karşılık verdi. Biraz sıkıştırınca, buraya da girdiğini itiraf etti.
—Buyurun, girin! Diye yana çekildi adam. Her halde bir şeyler soracaksınız.
Hep birlikte içeriye geçtiler.
—Gelmenize çok sevindim, diye söze başladı. Bu gençle tanışmak için can atıyordum.
Bir başka polis herhalde:
—Her halde yanlış anladınız, dedi. Bu genç bizlerden değil, geçen sene evinize giren hırsızdır.
Adam yerinden doğrulup:
—Henüz bunamadım memur bey, dedi. Gencin kim olduğunu biliyorum. Ama açık söylemek gerekirse, ondan kesinlikle şikâyetçi değilim.
Adamın bu sözüne polislerle birlikte hırsız da şaşırmıştı. Adam ise çok huzurlu görünüyordu. Misafirlerine lokum ikram ettikten sonra, tane tane konuşmaya devam ederek:
—Evim soyulmadan önce çok geç yatardım, dedi. Televizyon karşısından ayrılmazdım Soygun yapan çeteleri görünce sinirlenir, cinayetler karşısında gözyaşı döker, ona buna söylenerek günaha girer, vaktimi boş şeylerle geçiririmdim. Bütün vaktim televizyon karşısında geçtiğinden, namazımı doğru dürüst kılamaz; çok istediğim halde, kitap ya da Kur’an okuyamazdım. Allahtan ki bu genç gelip beni kurtardı.
Polislerden biri dayanamayıp sordu:
—Ne yaptı ki bey amca?
Adam geri kalan lokumları, kutusuyla birlikte hırsıza ikram ederken:
—Daha ne yapsın ki? Diye tebessüm etti. Girdiğinde televizyonumu alıp götürmüştü...